‘Katil sürülerinin sırtı sıvazlanıyor’
Cumhurbaşkanı Erdoğan: Boko Haram, Eş-Şebab gibi İslam dışı örgütler Müslümanların başına musallat ediliyor. DHKP-C, PKK, YPG gibi etnik ve mezhebi farklılıkları istismar eden katil sürülerinin sırtı sıvazlanıyor
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ve Başbakan Binali Yıldırım, dün Ankara Yıldırım Beyazıt Üniversitesi Esenboğa Külliyesi'nin açılışını yaptı.
Erdoğan'ın açılışta yaptığı konuşmadan satırbaşları şöyle:
ANKARA SAVAŞI: Esenboğa Külliyesi'nin bulunduğu Çubuk Ovası Osmanlı Sultanı Yıldırım Beyazıt Han ile Büyük Timur İmparatorluğu hükümdarı Timur arasında 1402'de Ankara Savaşı'nın yaşandığı topraklar. Her iki devlet de bu savaşta ağır yaralar aldı. Ama bu savaşın asıl bedelini Osmanlı ödedi. Savaştan sonra Osmanlı 11 yıl sürecek fetret dönemine girdi. 11 yıl boyunca Osmanlı ciddi bir beka sorunu yaşadı. İç istikrarsızlıklar, taht mücadeleleri, isyanlar ve toprak kayıplarıyla devlet, dağılmanın, yok olmanın eşiğin geldi. Çelebi Mehmet'in dirayeti sayesinde geride bırakılsa da Osmanlı'nın eski günlerine dönmesi uzun yıllar aldı. Ankara Savaşı'nın İstanbul'un fethini 50 yıl ertelediği kabul edilir.
"Üniversitelerimizin dışarıya açılmalarına çok önem veriyorum"

FETRET DÖNEMİ YAŞIYOR: Ben Ankara Savaşı'nın sebep ve sonuçları itibariyle günümüze ayna tuttuğuna, bizim için çok önemli dersler barındırdığına inanıyorum. Maalesef bugün de İslam alemi ve Türk dünyası siyasi, ilmi, kültürel, diplomatik açıdan büyük bir fetret dönemi yaşıyor. Bu fetret döneminin ilk bizden, yani Müslümanların bizatihi kendisinden, ikincisi de rakiplerimizden kaynaklanan sebepleri var.
"Hayırlısıyla milletin iradesi ne istiyorsa o olacaktır diye düşünüyorum"
ENERJİNİN TÜKENMESİ: Medeniyet içi çatışmalar, kardeş ülkeler arasındaki gerilimler, Müslümanların enerjisinin tükenmesine neden oluyor.
Sürekli kriz üreten, işbirliği yerine kavgayı, yapma yerine yıkmayı amaçlayan sığ bir anlayış coğrafyamızı esir almış durumda. Müslümanlar kendi kapı komşularını, yıllardır aynı bölgeyi, aynı değerleri paylaştıkları kardeşlerine adeta düşman nazarıyla bakıyor. Bu durumdan en büyük faydayı ise İslam dünyasının hasımları sağlıyor.
HER TÜRLÜ SENARYO: Böyle bir atmosferde Müslümanların güçsüz ve bitap kalmasını isteyen çevrelere gün doğuyor. Müslümanların kaynaklarını, altınını, petrolünü, madenini, alın terini sömüren ülkeler kazanç sağladıkları bu tablonun devamı için her türlü senaryoyu devreye alıyor. İşte Irak, işte Libya. Müslümanların ayağa kalkmaması, kendi içinde birlik sağlamaması için mevcut krizleri çözmek yerine, Irak ve Suriye'de olduğu gibi sorunlar daha da derinleşiyor.
HASIM KILDILAR: Yıllarca bize Arapların ihanet ettiği, bizi sırtımızdan hançerlediği söylendi. Aynı şekilde Arap kardeşlerimize de Osmanlı'nın onları senelerce sömürdüğü öğretildi. Yapay sınırlarla bir gecede iki farklı ülkenin vatandaşı haline gelen ailelerin, evlatların, gittikleri okullarda birbirine adeta düşman bir tarih okudular. Gerçek hadiseler yerine ikame edilen safsatalarla insanlar birbirine hasım kılındı.

KARDEŞİ KARDEŞE KIRDIRMA POLİTİKASI: Türkiye'nin doğu ve güneyindeki akrabalarıyla bağı kopartılmaya, araya korku duvarları örülmeye çalışıldı. Tüm Müslümanlar büyük güçlere mahkum ve mecbur edilmeye çalışıldı. 1.Dünya Savaşı sırasında tohumları ekilen, 2. Dünya Savaşı sonrasında perçinlenen bu kardeşi kardeşe kırdırma politikası sürekli güncelleniyor.
KATİLLERİN SIRTI SIVAZLANIYOR: DEAŞ, Boko Haram, Eş-Şebab gibi İslam dışı örgütler Müslümanların başına musallat ediliyor. Aynı şekilde DHKP-C, PKK, YPG gibi etnik ve mezhebi farklılıkları istismar eden katil sürülerinin sırtı sıvazlanıyor. Tüm farklıklarına rağmen her yıl Arafat'ta vakfeye duran, yönünü aynı kıbleye dönen, aynı Allah'a ve Peygamber'e inanan insanlar Şii, Sünni denilerek birbirine karşı kışkırtılıyor. Bizim sadece dini mübini İslam diye bir derdimiz ve aşkımız var. Biz İslam çatısı altında toplandık. Bunu parçalamak, bölmek istiyorlar. Biz buna prim vermeyeceğiz.