1980'li yıllardan bu yana İsviçre'de yaşayan Mehmet Çek Türk solunun tanınmış isimlerinden biri. 12 Eylül darbesinden sonra tutuklanıp yıllarca hapis yattıktan sonra işkencelerden doğan sağlık sorunları nedeniyle yurtdışına kaçmak zorunda kaldı. Gıyabında verilen hapis cezaları nedeniyle Türkiye'ye dönemeyen Mehmet Çek, 2001 yılında AK Parti'nin kurulmasıyla birlikte bir Erdoğan gönüllüsü olarak Avrupa'da milli bir duruş sergilemeye başladı. Türkiye kamuoyu ise Mehmet Çek ismi ile dün tanıştı. Avrupa'nın çeşitli ülkelerini dolaşarak Türkiye'ye ihanet faaliyeti yürüten Can Dündar'ı protesto için İsviçre'deki toplantı salonuna giden Mehmet Çek FETÖ ve PKK'lı teröristlerin linç girişimi ile karşı karşıya kaldı. Sabah.com.tr'nin sorularını yanıtlayan Mehmet Çek, Can Dündar'ı neden protesto ettiğini ve maruz kaldığı saldırıyı anlattı.
FETÖ TEHLİKESİ HAKKINDA ÇOK UYARDIK AMA AVRUPA'DAN SESİMİZİ DUYURAMADIK!
-FETÖ ve PKK tehlikesini ne zaman farkettiniz?
PKK olayi herkesin malumu zaten ancak FETÖ tehlikesini herkesin bu yapıyla barışık yaşadığı yıllardan 1990`lardan bu yana bas bas bağırıyorum. Devlet içerisinde devlet, ordu içerisinde ordu, polis içerisinde polis, yargi içerisinde yargi olmaya çalışan bu yapıya dikkat edin diye. Ancak sesimizi duyurmak pek mümkün olmadı. AK Partili yıllarda onlarca kez yazdım AK Parti ağzıyla kuş tutsa bu yapıyla daha fazla barışık yaşayamaz, daha fazla zorlamadan yolları ayırmalı diye.
DEVLET FETÖ İLE AVRUPA'DA SAVAŞ VERMELİ!
-FETÖ Avrupa'da çok güçlü mü?
Akıl alır gibi değil ancak özellikle 15 Temmuz darbe denemelerinin başarısızlığa uğramasının ardından örgütün ana gövdesini de buraya taşımak zorunda kaldılar ki şimdi herşeyleri burada. Buna göre yeniden konuşlanıyor, yeni gayri menkuller satın alıyor yeni merkezler oluşturuyorlar.
İşte bu noktada şunu da hemen söylemek gerekiyor! PKK dışarıda, DAEŞ dışarıda, şimdi FETÖ de geldi dışarıya... O zaman Türkiye Devleti de dışarı çıkmalı! Artık savaşımız dışarıda. Devlet buna göre kendini yeniden konuşlandırmalı. Artık ana savaş dışarıda olacak; Türkiye'de olacakların hepsi ayrıntı.
AVRUPA'NIN DERDİ FETÖ DEĞİL TÜRKİYE DÜŞMANLIĞI
-Avrupa FETÖ ve PKK tehlikesi konusunda anlamazlıktan geliyor. Türkiye'de darbe yapmış bir örgüt Avrupa'da at koşturuyor. Bunun sebebi nedir?
Avrupa bunların derdinde değil, o noktada bir yanılsama yaşanıyor. Avrupa`nin bunlarda sevdiği TÜRKİYE DÜŞMANLIĞI. Bunların tamamı uluslarötesi güçlerin Erdoğan Türkiye`sine karşı yürüttüğü savaşta birer enstrümandan fazlası değil.
CAN DÜNDAR'IN ALÇAKÇA ÜLKEMİZİ KARALAMASINA GÖZ YUMAMAZDIM!
-Can Dündar'ı protesto etmek nereden aklınıza geldi?
Mesele Can Dündar'ı protesto etmek değil, mesele vatanımıza sahip çıkmak, ülkemizin böyle alçakca , böyle gerçeklerin manipüle edilerek karalanması. Buna karşı bir duruş göstermek gerekiyor ki yurtdışındaki Türkiyeli kurumların, bu işi yapmakla yükümlü Türkiye'nin yüzü dünyaya dönük kurumlarının bu konuda çok başarılı olduğunu söyleyemeyiz. Bizim siviller olarak devreye girmemiz gerekebilir bu durumda aynen 15 Temmuz´da oldugu gibi işte girdik.
TÜRK GAZETECİLERE VE VATANDAŞLARA KORUMALAR SALDIRDI
BİR İSVİÇRE VATANDAŞI VATANINA İHANET ETSE YİNE KONUŞTURACAKLAR MIYDI?
-Neler söylediniz ve hangi tepkilerle karşılaştınız?
Öncelikle -benden çok beklenmeyecek kadar- büyük bir sabırla 2 saat bu adamı dinledim. Daha sonra konuşması bitince moderatöre seslenerek söz almak, soru sormak istediğimi söyledim. Aralarında kısa bir konuştular ve bana dönerek soru almayacaklarını söylediler. O andan itibaren ben de söylemek istediklerimi yüksek sesle söylemeye başladım.
Önce Can Dündar`a Türkçe olarak "Sayın Dündar, Türkiye aleyhtarı her söylemi alkışlamaya hazır insanlara Türkiye'nin bütün gerçekliğini manipüle ederek aktarıp, siyahı beyaz beyazı siyah gibi göstererek aldığınız ücretlerin hakkını veriyorsunuz ama Türkiye halkı da sizin puanınızı verdi, artık sizi taniyor, sizin alçak yüzünüzü gördü diyerek bu topluluğu kandırabilirsiniz ama Türkiye halkı sizi tanıyor, Türkiye halkı sizi biliyor, nasıl bir alçak, nasıl bir vatan haini olduğunuzu biliyor" benzeri bir şeyler söyledim.
Daha sonra İsviçrelilere hitaben konuşmaya başladim; bu şahsı 30 yıldır tanırım yüzlerce kitap binlerce makale yazmış bir sorun bakalım hiç soruşturmaya uğramış hiç zorlukla karşılaşmış mı? Şimdi uğradığı soruşturmanın da bunlarla alakası yok. Devlete ait gizlilik derecesi yüksek bilgi ve belgeleri gizli yollardan temin edip yayınlamak suçundan yargılanıyor. E Allah rızası için bu hangi ülkede suç değil? İsviçre'de serbest mi? dedim.
FETÖ VE PKK'LI HAİNLERİN SALDIRISINA UĞRADIM
-PKK ve FETÖ'cülerin saldırısı nasıl başladı?
O an birden bire saldiriya uğradım. PKK ve FETÖ'cülerden oluşan bir grup birden bire arkadan saldırdı ve tekmelemeye yumruklamaya başladılar beni.
Bu arada imdadıma salonda bulunan vatandaşlarımız yetişti sağolsunlar, kimisi üzerime kapanarak kimisi önüme kalkan olarak beni linçten kurtardı.
Buradan kurtulunca daha sonra lobiye giderek orada İsviçreli protokole konuşmaya devam ettim. O anda devreye polis girdi ve beni gözaltına almaya çalıştı.
BU TOPRAKLARDA GÜZEL ŞEYLER OLACAKSA ERDOĞAN'LA OLACAK
-İsviçre'den Türkiye'ye bir mesajınız var mı?
Yüzyıl sonra, hani Allah yüzümüze bakmış hesabı bu toprakların ötekileri bizler ERDOĞAN gibi bir şans yakalamışız. Üstelik ondan başka alternatif yok. Yani B planımız filan da yok. Bu topraklarda iyi güzel bir şeyler olacaksa bu adamla olacak, ötesi yok. Bundandır ki var gücümüzle, durmaksızın, panik içinde, bir dakikayi bile boşa harcamadan O`na destek olmaya uğraşıyoruz. Uğraşmalıyız.
Sabah.com.tr/ÖZEL
