Fetullahçı Terör Örgütü hakkında düzenlenen medya iddianamesinde savcılık soruşturması sırasında dinlenen tanıkların ifadeleri 7 Şubat, 17-25 Aralık, Kumpas davaları gibi yakın tarihin önemli gelişmelerinde izlenen ihanet politikasını gözler önüne serdi. Gazeteciler, Fetullahçı amirlerin gazete ve TV'lerin başına nasıl geçirildiği, Pensilvanya'dan gelen sipariş haber ve videoların nasıl ve ne şekilde yayına alındığını anlattı.
İşte Sabah'ın ulaştığı 196 sayfalık iddianameden çarpıcı ayrıntılar;
"FETO'NUN VAAZINI İNDİRİP YAYINLAYIN"
İddianame'deki ifadesinde tanık Ömer Tekerlek Abdullah Kılıç'ın örgüt lideri Fetullah Gülen'e ait üç - dört dakikalık bir vaaz bölümünü keserek İnternet'ten indirmek suretiyle yayınlamasını istediğini belirtti. İfadede haber metninin de hazır geldiğine ve yayının bir iki bülten verilip kaldırıldığına yer verildi.
HEMEN O YAZIYI 'BÜYÜK OPERASYON' OLARAK DEĞİŞTİRİN"
Yine aynı ismin aktardığı başka bir bölümde "Tanık Ömer ifadesinde devamla 17 Aralık 2013 günü gün ortası bülteninde görevli olduğu bir esnada "İstanbul'da büyük operasyon" şeklinde üst başlığın geldiğini, kendisinin bunu "İstanbul'da operasyon" şeklinde verdiğini, şüpheli Cuma Ulus'un hemen gelerek müdahale ettiğini başlığın "Büyük Operasyon" şeklinde verilmesini sağladığını beyan etti" denildi.
"HAKAN ŞÜKÜR'ÜN İSTİFA METNİNİN TAMAMINI OKUYUN"
"Tanık ifadesinde devamla; yine Hakan Şükür'ün istifa ettiği dönemde NTV'de alt yazı olarak "Hakan ŞÜKÜR partisinden istifa etti" şeklinde son dakika geçtiğini, diğer kanallarda da benzer haber verildiği halde Habertürk'te Oğuz Usluer tarafından Ankara'dan canlı olarak yayına bağlanan muhabire Hakan Şükür'ün istifa mektubunun tamamen okutturulduğunu" beyan etti.
"CEMAATTEN DEĞİLSEN TRT'YE BAŞVURMA"
"Tanık Mehmet Yeşilkaya basın camiasında herkesin birbirini tanıdığını, bir dönem TRT'nin FETÖ'nün eline geçtiğini herkesin bildiğini, hatta basın camiasında cemaatten değilsen TRT'ye başvurma şeklinde söylentilerin dolaştığını" beyan etmiştir.
OLMAMIŞ HABERLERİ "SON DAKİKA" GİRDİK
Tanık devamla; çalışmaya başladığında FETÖ'ye mensup kişilerin faaliyetlerini hissedilir şekilde gördüklerini, örneğin 7 Şubat MİT krizinde Habertürk ekranlarında gerçekte olmadığı halde geçen son dakika haberlerinden ve 17 Aralık günü alışılmışın aksine Cuma Ulus, Oğuz Usluer ve Abdullah Kılıç'ın sabah saat 07:00 gibi kanala gelmiş olmalarından anlaşılabileceğini belirtti.
HABERLER HAZIR GELMEYE BAŞLADI!
Medya ayağı iddianamesine ifadesi giren tanıklardan bir diğeri de Gazeteci Ecevit Kılıç oldu. İddianameye göre; Kılıç, beyanında; Oğuz Usluer, Cuma Ulus, Abdullah Kılıç, Bülent Ceyhan, Ertuğrul Erbaş, Erdal Şen ve Nurullah Arıkan'ın göreve gelmesinden sonra yaşananlara ilişkin "7 Şubat öncesine kadar çalıştığı dönemde haberlerin editör onayı ve sabah toplantılarından geçerek verildiğini, sonrasında yukarıda bahsettiği sisteme aykırı olarak editör masasına haberlerin bitmiş montajlanmış haliyle gelmeye başladığını" ve "haberin kaynağının belli olmadığını" aktardı.
"EMREDİYORUM SÖYLEYECEKSİN! SENİ İŞTEN ATARIM"
Tanık Yasemin Çetin ise ifadesinde; (…) Aynı dönemde Abdullah Kılıç'ın kendisini arayarak gerçekdışı haberleri ekranda söylemesini istediğini ve kendisinin kabul etmemesi üzerine Abdullah Kılıç'ın "Emrediyorum. Söyleyeceksin. Yoksa seni işten atarım." şeklinde tehdit ettiğini belirtti.
TRT'YE GİRMEK İÇİN SAMANYOLU'NDA STAJ(!)
Yasemin Çetin'in ifadesine yer verilen İddianamede "Gazetede çalıştığı dönemde şüpheli Bülent Ceyhan'ın da cemaatci olup rahat haberlere ulaşması nedeni ile getirildiğini, Ankara'da çalıştığı dönem de Seyit Kılıç'ın bu cemaate mensubiyetini duyduğunu, hatta meslektaşları arasında "TRT'ye girebilmek için Samanyolu'da stajer mi olsak" şeklinde espiriler yapıldığını beyan etmiştir" denildi.
Kaynak: Sabah
