Başbakan Binali Yıldırım, 53. Uluslararası Münih Güvenlik Konferansı'nın son gününde gazetecilerin gündeme ilişkin sorularını yanıtladı.
(MHP ile ortak kampanya süreci) AK Parti ve MHP'de Yenikapı ruhu hiç yok olmadı. MHP kendi, biz kendi kampanyamızı yapacağız. Bu söylemlerimiz benzer olacak. Birlikte program yapmanın önünde bir engel yok. Ortak mitingden ziyade bir etkinlik gibi olabilir.
Biz dedik ki "PKK, hayır" diyor, "Hayır verilmesi için her şeyi yapacağız" diyor. FETÖ de DEAŞ da onlara katıldı. Benim vatandaşlarımın terör örgütlerinin kampanyasına kayıtsız kalmayacaklarını düşünüyorum. Bizim vatandaşın tercihine müdahale etmek, onları terör örgütünün yanına koymak gibi bir düşüncemiz olamaz. Biz bir hassasiyetten bahsediyoruz. Terör örgütlerinin kararı ortada. Türkiye'nin bekası için, vesayet sistemini ortadan kaldırmak için bu değişikliği öngörüyoruz. Bizim milletimizin basireti engindir. Bugüne kadar milletin hiçbir yanlış karar verdiğini görmedim. Siyasetçiler bir yanlış karar verirse de millet onu düzeltir.
KARARSIZLAR İÇİN 20 SORUDA CUMHURBAŞKANLIĞI SİSTEMİ…
ABD'nin "PKK'nın kuzeni", bizim "şubesi, aynısı" dediğimiz PYD/ YPG unsurlarıyla DEAŞ mücadelesi doğru bir yöntem değil. Bir terör örgütüyle bir başka terör örgütünün yok edilmeye çalışılması doğru değil. Dolayısıyla bu işin stratejik ortaklığa, NATO ortaklığına yakışır şekilde yürütülmesi gerekir. Hassasiyetimizi dikkate alacaklarını düşünüyorum.
İşte madde madde Cumhurbaşkanlığı sistemi
Rakka'da, El Bab'daki mücadele stilimiz neyse aynısı olacak. Bölgede zaten Özgür Suriye Ordusu'na destek veren askeri unsurlarımız var. Muhtemelen onlar destek verecekler. ABD yönetimiyle yeni bir sayfa açıyoruz, "New day" (Yeni bir gün) diyorlar.
(FETÖ elebaşı Gülen'in iadesi) "Mesele hukuki ama anlaşmalarımıza uygun olarak ele alacağız" denildi. Bu bizim için yeni bir durum. Önceki yönetim "Bu, yargının iş" diyerek kestirip atıyordu. Dolayısıyla burada yeni bir anlayış var.