Türkiye tarihine "postmodern darbe" olarak geçen, antidemokratik uygulamaların yaşandığı 28 Şubat sürecinde yardım yardım amaçlı faaliyet gösteren Bülbülzade Vakfının başında bulunduğu için 6 ay cezaevinde kalan Anadolu Platformu Başkanı Turgay Aldemir, "28 Şubat'ı cezalandırmadığımız için 15 Temmuz oldu. 12 Eylül'ü cezalandıramadığımız için 28 Şubat oldu. 1960'ı yargılayamadığımız için 12 Eylül olmuştu. Bugün millet yeniden ayağa kalktı ve tüm darbelerin, 90 yıllık vesayet sisteminin yargılanmasını ve yeni bir sisteme dönüşmesini istiyor." dedi.
Aldemir, AA muhabirine yaptığı açıklamada, 28 Şubat'ın unutulmaması gereken kara bir gün olduğunu belirterek, 15 yıllık bir neslin yok edildiğini söyledi.
O dönemde gençlerin anlamsız bir sürece sokulduğunu anımsatan Aldemir, "15 yıllık bir nesli çaldılar, birçok arkadaşımız mağdur edildi ama bu insanların yaşattığı psikoloji hala anlaşılabilmiş ve çözülmüş değil." ifadesini kullandı.
Kurdukları vakıfta yardım çalışmaları yaparken sorgusuz sualsiz gözaltına alındığını anlatan Aldemir, "Bizler bu vakfı kurmuştuk, yardım çalışmaları, sağlık faaliyetleri yapıyorduk. Bir gün gelip götürdüler ve dediler ki 'Siz bu yardım faaliyetlerini yaparak devleti küçük düşürüyorsunuz. Devlet bunların hasta olduğunu, yardıma muhtaç olduğunu bilmiyor da siz mi bunları yapıyorsunuz.' dediler. Bu nedenle suçlandık. İddianamemizde hiçbir suça rastlanmadı fakat sanıkların eğitim, kültür, aile yapıları, evlerindeki kütüphaneleri dikkate alındığı zaman on yıllar içerisinde şer'i esaslara dayalı bir düzen kurabilirler diye bir iddia önümüze koydular." diye konuştu.
"Bana işkence edenler benimle namaz kıldı"
Aldemir, 28 Şubat sürecine ilişkin bir anısını şu sözlerle aktardı:
"Bizi 5 gün sorguladılar. Terörle mücadeleden bir yetkili bize 'Fetullah Gülen'e itaat edin, kurtulun, temizlenin, arının.' dedi. Biz o zaman buna bir anlam verememiştik. Bana işkence edenler sonrasında onlara namaz kıldırtmamı istedi. 'Bu kadar eziyet ettiniz, nasıl imam ediyorsunuz?' diye sordum. 'Bizden imam olmaz.' dediler. Dua ederken 'Bize beddua ettin mi?' diye sordular. Ben de onlara, 'Bize eziyet edenlerle şimdi senin huzurunda namaz kılıyoruz. Yarabbi bizi bu çelişkiden kurtar.' dediğimi söyledim. Şimdi bu insanlar toplum içerisine döndü. Bunlar şizofrenik insanlar. Böyle aynı anda akıl dışı tutulmaları yaşayabiliyorlar."
Bu süreçte çok acı hikayelerin yaşandığını belirten Aldemir, "Dershanelerimize el konuldu, şirketlerimize el koydular, öğrencilerimizi alıp götürdüler. Arkadaşlarımız onlarca yıl işsiz kaldı. On yıl yatan arkadaşlarımız oldu." dedi.
Kendisinin de 6 ay cezaevinde yattığını aktaran Aldemir, bunları yapanlara karşı asla adalet duygularını kaybetmediklerini söyledi.
Her zaman milletin değerlerine inandıklarını vurgulayan Aldemir, "Hiçbir şekilde başka ülkeye sığınmayı düşünmedik. Yurt dışına giden arkadaşlarımızı aldık getirdik. 'Adaletten uzaklaşmış 3-5 hakimi, savcısı, polisi, müfettişi bize ceza verse de emperyalist devletlerin saraylarından ve onların konaklarından bu ülkenin hapishaneleri daha hayırlıdır.' dedik. Bir yandan yargılandık, hapis yattık ama milletimiz, memleketimiz dedik. Bu toprakların yeniden adalet yurdu olması için taşıyla, toprağıyla, insanıyla uğraşmaya devam ediyoruz." diye konuştu.
"16 Nisan yeni bir başlangıç olacak"
Türkiye'de yapılan darbelerin gerektiği gibi cezalandırılmadığını ifade eden Aldemir, şu değerlendirmelerde bulundu:
"28 Şubat'ı cezalandırmadığımız için 15 Temmuz oldu. 12 Eylül'ü cezalandıramadığımız için 28 Şubat oldu. 1960'ı yargılayamadığımız için 12 Eylül olmuştu. Bugün millet yeniden ayağa kalktı ve tüm darbelerin, 90 yıllık vesayet sisteminin yargılanmasını ve yeni bir sisteme dönüşmesini istiyor. Bu mesajı doğru anlamamız gerekir. 28 Şubat, bu milletin tarih sahnesine, çıkışına karşı takılmış bir çelmeydi. Hamd olsun ayaktayız. Emperyalistler 1960'ta solcuları, 12 Eylül'de kemalistleri, bir kısım değerlerinden kopmuş Alevi vatandaşları kullanmaya çalıştılar. 15 Temmuz'da FETÖ'cüleri kullandılar. Her seferinde kullanılanlar farklı, kullananlar aynıydı. Bunların tekrarlanmaması için milletin değerlerine uygun bir sisteme geçmemiz gerekir. 16 Nisan yeni bir başlangıç günü olacak."
