CİLDİYECİDEN TAMAMEN İYİLEŞEMEYECEĞİNİ ÖĞRENDİ
Bakırköy'de 2012 yılında 'Güzellik Fabrikası' isimli güzellik merkezinin sahibi Banu Altıntaş iddiaya göre müşterilerine kendisini estetik cerrahı olarak tanıtarak cerrahi operasyonlar yapıyordu. Ev hanımı Kıymet Kaya yüzündeki güneş lekelerinden kurtulmak için Banu Altıntaş'a gitti. Altıntaş,Kıymet Kaya'nın 5 Şubat 2012 günü liposuction yöntemiyle karnından yağ aldı. Sonra da yüzüne enjekte etti. Bu işlemden sonra Kıymet Kaya'nın yüzü korkunç bir hal aldı. Kaya'nın moraran yüzünden daha sonra irin akmaya başladı. Altıntaş, Kaya'ya alerji ilacı yazdı. Ancak Kaya'nın yüzündeki yaralar daha da kötüleşti. Cildiye doktoruna giden Kıymet Kaya yüzünün bir daha tamamen iyileşemeyeceğini öğrendi.
YANLIŞ TEDAVİ UYGULANDIĞINI ÖĞRENİNCE ŞİKAYETÇİ OLDU
Güzellik merkezine giden Kaya'ya, çalışanlar Altıntaş'ın hastalarından aldığı yağları makarna süzgecinde yıkadıktan sonra çay kaşığıyla enjektörlere doldurup hastalarına uyguladığını anlattı. İlkel yöntemlerle kendisine yanlış tedavi uygulandığını öğrenen Kıymet Kaya soluğu Bakırköy Cumhuriyet Başsavcılığı'nda aldı. Soruşturma sonunda diplomalarının sahte olduğu ve doktor olmadığı ortaya çıkan Banu Altıntaş hakkında dolandırıcılık suçundan 5 yıla kadar, taksirle yaralama suçundan da 1 yıla kadar hapis cezası istemiyle dava açıldı.
KENDİSİNE İFTİRA ATILDIĞINI SÖYLEDİ
Bakırköy 32'nci Asliye Ceza Mahkemesi'nde yapılan yargılamada Çanakkale Asliye Ceza Mahkemesi'nde talimatla ifade veren Banu Altıntaş, hemşire olduğunu ve şu an çalışmadığını belirtti. Sanık Altıntaş çalışanlarının Kıymet Kaya'ya 5 seans radyo frekans cihazı ile cilt ütüleme işlemi ve ozon sauna işlemi yapıldığını, Kaya'nın kendisine iftira attığını anlattı.
Tanık Emine Aşık Kılıç ifadesinde Banu Altıntaş'ın yanında estetisyen olarak çalıştığını, iş görüşmesine gittiğinde Banu Altıntaş'ın kendisine doktor ve plastik cerrah olduğunu söylediğini hatta duvarında İstanbul Üniversitesi diploması asılı olduğunu ve plastik cerrahi bölümü yazdığını belirtti.
Tanık Sevda Karataş ise Banu Altıntaş'ın Kıymet Kaya'nın karnından yağ alarak yüzüne enjekte ettiğini, anesteziyi ise Altıntaş'ın kardeşinin yaptığını anlattı.
Görülen son duruşmada söz alan davacı Kıymet Kaya, sanığın kendisini doktor olduğunu söyleyerek kandırdığını, yüzünde izler bıraktığını, sürekli plastik cerrahlara gittiğini ve psikolojik olarak tedavi gördüğünü söyledi. Kaya'nın vekili İsmail Şahin de doktor olmadığı halde böyle bir tedaviye girişen sanığın kastının tam olduğunu bu nedenle taksirle değil kasten yaralamadan cezalandırılmasını talep etti.
Mahkeme, sanık Banu Altıntaş'ın unsurları itibariyle oluşmayan dolandırıcılık suçundan beraatine karar verdi. Mahkeme, gerçekleşen suçun sanığın eylemine bağlı olduğu hususunda delil elde edilemediğinden beraatine karar verdi.
Kararı şokla karşılayan Kıymet Kaya şunları söyledi: "Bu kadın sahte diplomayla hem yüzümü hem hayatımı mahvetti. İntiharı bile düşündüm. Son 3 yıldır hayatım hastanelerde geçiyor. Sürekli ağlıyorum. Bunalıma girdim. Antideprasansız yaşamıyorum artık. Sadece benim de değil birçok kadının hayatını mahvetti. Riske attı. Hakkında sayısız dava var bu kadının. Doktorluk diploması yokken bize genel anestezi verdi. Başka birine evde kan da verdi. Bu kadının hapis yatması gerekirken elini kolunu sallaya sallaya geziyor, yeni kurbanlarını mağdur ediyor. Artık başka bir şehirde. En son Çanakkale'deydi. Bu kadına inanmayın. Sahte diplomayla bu kadar işlem yaptı. Diplomaların sahte olduğu da ortaya çıktı. Bu kadın nasıl beraat edebilir anlamıyorum. Yüzümde şu an botoks var, dolgu var, çukurlar, yara izleri var. O kadar tedaviye rağmen hala düzelmedi yüzüm. Beni böyle bir yüzle yaşamaya mahkum etti."
Başka bir soruşturmada Banu Altıntaş Bahçelievler Asayiş Büro Amirliğinde verdiği ifadesinde 2007-2010 yılları arasında bir estetik cerrahının yanında hemşirelik yaptığını, yaptıkları ameliyatlarda bazı basit plastik cerrahi uygulamalarını öğrendiğini açıkladı. Altıntaş, doktorun yanından ayrıldıktan sonra kendi güzellik salonunu açtığını belirterek şunları anlattı: "Salonuma sık sık gelerek cilt bakımı yaptıran Filiz Ç. sürekli kilolarından şikayet edince kendisine liposuction yapabileceğimi söyledim. Önce Yenibosna İlke Hastanesi'ne giderek başhekim Süleyman Çataltepe ile görüştüm ve kendimi plastik cerrah olarak tanıttım. Kendisi bana ameliyathaneyi kullanabileceğimi söyledi. Filiz'e hastanede liposuction yaptım. Vücudundan 1 kilo yağdım. İşlem nedeniyle yaralanmadı. Taburcu olduktan sonra evine giderek kendisine 300 cc kan verdim. Benim doktor olmadığımı öğrenince beni şikayet edeceğini söyledi. Sağlık Bakanlığı Uzmanlık Belgesi ve İstanbul Üniversitesi Cerrahpaşa Tıp Fakültesi Tıp Doktoru diplomasını internetten temin ederek üzerine ismimi yazdım ve işyerime astım. Daha sonra diplomaları yırtıp attım. Zaten A4 üzerine fotokopi şeklindeydi. Yaptıklarımdan dolayı pişmanım"
