Sporcunun teknik kondisyon ve psikolojik çalışmalarına antrenman denir. Bu çalışmalar sürekli belirli bir disiplin içerisinde yapılmalıdır. Sporcunun duyguları, içinde bulunduğu ruhsal yapı, takım atmosferi, beklentiler ve dış baskılar sporcunun performansını etkilemektedir. Sporcu rakibi ile mücadele ederken kendi içinde de mücadeleye devam etmektedir ki bu durum sporcunun o günkü performansına da yansıyacaktır. Sporcu kendini rahat ve sakin hissettiğinde bir harekete daha kolay odaklanır, konsantrasyonu artar ve maçta zorlanma yerine daha iyiyi yapmaya doğru çabalar. Yani sporcu çok rahat olup düşündüğünü yapabilen konsantrasyonu ve motivasyonu yüksek kendinden emin davran- maya başlar. Sporcu öz kaynaklarını uyumlu kullanabiliyorsa maça hazır demektir. Bu durumdaki bir sporcunun kasları optimum uyarılmış olup zihinsel olarak sakin, kendini enerjik hisseden özgüveni yüksek sorumluluk alabilen yaptığı işten zevk alan bir sporcu durumundadır. Böyle olunca başarı kaçınılmazdır. Kısaca teknik ve kondisyon antrenmanları ile maçlara hazırlanmak başarı için yeterli olmamaktadır. Sporcunun içinde bulunduğu değişken durum, sonuca da etki etmektedir. Buna en güzel örnek Adana Demirspor'un son maçlardaki istikrarsız durumudur. Saha içi ve saha dışı her türlü çalışma doğru ve tam yapıldığında başarılar gelecektir. Bilimsel programlar ile yapılan çalışmalar günlük davranışlar haline geldiği takdirde bir gün galip - bir gün mağlup maç sonuçları ile karşılaşmayız. Bunun için antrenörlerin, sporcuyu sadece kondisyon olarak değil zihinsel olarak da maça hazır hale getirmesi gerekir. Çok güçlü sporcu, çok iyi oynayan sporcu anlamına gelmez.