Çevresel ve mesleki ajanlar hem erkekleri hem de kadınları etkiler, erkeğin böcek ilacı, ağır metal, organik solventlere yoğun maruziyeti, gebeliklerin düşükle sonuçlanması veya doğumsal kusurlu bebeklerin doğması riskini, kadının maruz kalması ise bunların yanında gelişme gerilikleri ve erken doğum riskini artırır. Erken çocukluğa kadar izlenen doğum öncesi böyle maddelere maruz kalmış bebeklerde nöropsikolojik değişiklikler de saptanmıştır. Laboratuvar hayvan çalışmaları da bu etkileri kanıtlamakta, ayrıca plasenta yoluyla kanserojen etkinin bebeğe geçebildiği ve bağışıklık sisteminin de etkilenebildiği gösterilmiştir. Ayrıca doza bağımlı olarak kanser ilaçları, antiviral ilaçlar, radyasyon hatta ergonomik stressör diye kabul edilen uzun süre ayakta durma veya uzun çalışma-nöbet süreleri gibi faktörlerin de anne karnındaki bebek üzerinde olumsuz etkileri olabileceği kabul edilmektedir. Bu ajanların anne adayına, deri teması veya solunması, yiyeceklere bulaşma yoluyla maruziyeti bebek için zararlı olabilmektedir. Özellikle işyerlerinde kullanılan kişisel koruyucu ekipmanlar da her zaman başarılı olmamaktadır. Peki, çiftler bu konuda nasıl bilgilendirilmelidir? Öncelikle çiftin yaşadığı çevre ve işyerleriyle ilgili bilgi alınmalı ve risk varlığı incelenmelidir. Ama riskli etkenle, hem de yüksek dozda maruziyet varsa bu kez riskin boyutunu ölçmek gerekir ancak gene de doğumsal kusurlar çok yüksek oranda görülmediğinden %50 artış bile çok yüksek bir risk olduğunu göstermeyebilir ve aileyle beraber direkt gebeliğin sonlandırılması değil yakın takibi kararı verilebilir. Ancak bütün bu sorunlarla karşılaşmadan önce gebelik planlandığında başvurulan doktor tarafından yapılacak öneriler hatta işyerinde görev değişikliğiyle ilgili tıbbi bir rapor, sorunu baştan çözecektir. Detaylı bilgi www.kadinsagligivegebelik. com sitesinde.