Toksoplazma mikrobu, hastalıklı etlerin az pişmiş ya da çiğ olarak, sebzelerinse iyi yıkanmadan yenmesi veya kedi dışkısına temas sonrasında el ağız yoluyla bulaşabilir. Ancak önceki yıllarda tekrarlayan düşüklerin sebebi olarak düşünülürken artık biliyoruz ki toksoplazma gebelikte ilk kez geçirilirse gerçekten düşük nedeni olabilmekte, ancak bağışıklık oluştuğundan tekrarlayan düşüklerin nedeni olmamaktadır. Toksoplazma geçirenler, yüzde 80 şikâyet olmadığı veya genel şikâyetler olduğundan, geçirdiklerini ve bağışıklık kazandıklarını da bilmezler. Toksoplazma tanısı, ultrasonda bebekte anormalliklerin görülmesi, anne adayında grip benzeri tabloya eşlik eden çiğ et tüketimi veya kedi ile temas bilgisi sonrasında yapılan, ardışık testlerdeki değer artışıyla konulabilir. Gebede enfeksiyon kesinleşirse bu kez de bebeğe bulaşmanın tespiti gereklidir. Anne karnından girilen iğneyle bebeğin içinde bulunduğu sıvıda amniosentez veya göbek kordonundan alınan kanda kordosentez yapılacak testler bebekteki enfeksiyonun kesin tanısını koydurur. Bebeğe bulaşmışsa, aileye özellikle ilk 3 aydaysa gebeliğin sonlandırılması veya anneye ilaç tedavisi başlatılması önerilir. İlaç tedavisinin bebekte oluşabilecek sorunları hafifletmekte ancak kesinlikle sorunsuz bir bebeğin doğacağı anlamına gelmemektedir. Gebelikte toksoplazmanın teşhisi, korunmaktan çok daha zordur. En başarılı korunma yollarıysa çiğ veya az pişmiş et tüketmemek, sebze ve meyveleri iyice yıkamak, toprak veya evcil hayvanlarla uğraşırken elimize eldiven takmaktır. Hatta el ağız yoluyla bulaşmayı önlemek için çiğ ete eldivensiz dokunulmamalıdır. Sonuç olarak toksoplazma, bağışık olmayan gebeleri düzenli aralıklarla teste tabi tutarak erken dönemde saptanabilir. Ancak ülkemizde gebelikle ilgili meslek kuruluşları sadece korunma eğitiminin verilmesini önermektedirler. Daha detaylı bilgi için www.kadinsagligivegebelik. com