Adana'da son günlerde spor basınınca 'bir başka bahar', 'hasret içinde bir kor', 'ben sana hüsran' şarkıları moda yapıldı. Çünkü Süper Lig yolunda mücadele eden iki Adana takımının elenmesi yıllardır söylenen bu şarkıları tekrar sporseverlere ezberletti. Adana'mızın sporseverleri tipik bir Akdenizli gibi coşkulu, heyecanlı, aceleci ama bir o kadar da tutkuludur. Her şartta ve her coğrafi bölgede takımının yanında olan bir futbol fanatikliğimiz mevcut. Öyle ki Süper Lig'de mücadele eden birçok takımda olmayan taraftar topluluğu ve futbolcu potansiyeli Adana'da mevcut. Ama ne yazıktır ki bu potansiyeli yönetecek, eğitecek, belirli bir üst seviyeye çıkaracak organizasyonu yapamıyoruz, başarıyı yakalayamıyoruz. Süper Lig'e yükselme maçları döneminde bile Adana'nın güzide her iki takımına taraftarların desteği dışında yeterli desteğin olmadığını gördük. İtici güç olarak olması gereken sivil toplum örgütleri, sanayici işadamlarımız ve mülki veya özel sektör desteğini göremedik. Daha önceki yazılarımızda da bahsettiğimiz gibi Adana takımlarının Süper Lig'e yükselmesi Adana'nın sporu, ekonomisi, sosyal yapısı, oteli, turizmi vs. ile Süper Lig'e yükseldiğinin bir göstergesidir. Futbol kulüplerimizin yönetim organizasyonları ve futbol yapılanmaları çok sağlıklı olamıyor. Adana'mızdan yetişmiş çok değerli zenginimiz, çok değerli yöneticilerimiz maalesef kazara elde edilen şampiyonluklarda, şampiyonluk fotoğrafında boy gösteriyor. Bir başka bahar şarkısını, 'ben sana hasret' nağmelerini tekrar tekrar söylemek istemiyorsak Adana'da yaşayan, Adana'dan nemalanan herkesin taşın altına elini koyması, "Neden başarılı olamıyoruz?" sorusunu kendine sorması gerekir.