Bilimsel araştırmalara göre aile içinde kadına yönelik şiddet, her yaştan, her öğrenim düzeyinden, her gelir düzeyinden, bekar, boşanmış, evli, her ülkeden kadının gerçeği haline gelmiş durumda. Tüm dünyada kadınlara kocaları, babaları, erkek kardeşleri ya da sevgilileri tarafından şiddet uygulanıyor. Mersin Üniversitesi (MEÜ) Tıp Fakültesi Psikiyatri Ana Bilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Aylin Ertekin Yazıcı, "Medya organları yaptıkları haber ve magazin programlarıyla tecavüzü meşrulaştırıp, kadın kimliğini yaralamaktadırlar" dedi. Prof. Dr. Yazıcı, şiddeti önlemenin en önemli unsurunun ise kadının özgür iradesi ile seçim yapmasına olanak sağlanması olduğunu ifade etti.
BAKIŞ AÇISI DEĞİŞMELİ
Toplumda 'şiddetin haklı nedenlerinin bulunabileceği' düşüncesinin varlığının, önemli bir sorun olduğunu dile getiren Prof. Dr. Yazıcı, kadını 'hizaya sokmak' düşüncesiyle şiddetin gerekli olduğunu düşünen toplumlarda, şiddetin çok daha fazla görüldüğünü kaydetti. Kadına yönelik şiddetin sadece fiziksel şiddet olduğunu ve alınacak polisiye önlemlerle şiddet oranlarının azaltılabileceğini düşünmenin büyük bir yanılgı olduğunu ifade eden Prof. Dr. Yazıcı, "Kendi yaşamını kendi seçimleriyle sürdürmek isteyen kadınlar farklı şekillerde şiddete maruz kalmaktadır. Bu düzen ve bakış açısıyla mücadele edilmeden kadına yönelik şiddetin önüne geçmek mümkün değildir. Toplumsal cinsiyet eşitliğini sağlamak, kadına yönelik şiddeti azaltmanın temel çözümüdür" şeklinde konuştu. Yasemin TOKLUCU