Adana'da hizmet veren Uzm. Psikolog Kadriye Tavşan Çakır, okula gitmek istemeyen birinci sınıf öğrencilerinin ailelerinin, çeşitli tavizler vererek ikna çabasına girişmemesi gerektiğini söyledi. Çocuğun bunu suiistimal edeceğini vurgulayan Çakır, "Çocuğu ikna etmeye çalışmayın. Okula gitmesi gerektiğini, net bir ifadeyle, onun hizasına inmeden, ondan yukarıda bir şekilde söyleyin. Okula gitmenin bir pazarlık konusu olmayacağını anlatın" dedi.
TELAŞA KAPILMAYIN
Çocuğun okula gitmek istememesi halinde anne-babaların telaşa kapılmaması gerektiğini vurgulayan Uzm. Psikolog Kadriye Tavşan Çakır şöyle devam etti: "Çocuğa 'Ne oldu da okula gitmek istemiyorsun?' diye sormak gerekir. Muhtemelen kendine göre gerekçeler sıralayacaktır. O gerekçeleri dinleyip, 'Tamam seni anlıyorum ama okula gitmelisin. Çünkü senin, okuma yazmayı öğrenmen gerekiyor' ya da 'Baban sana para verdiğinde daha iyi harcayabileceksin' diye çocuğu yakalamanız lazım. Kendisinden büyük kardeşi varsa 'Abinle, ablanla birlikte ders çalışabileceksin, onunki gibi kitapların olacak' şeklinde pekiştireçlerle çocuğu o anki kaygısından uzaklaştırabilirsiniz."
KRİTİK SÜRE 20 GÜN
Uzm. Psikolog Çakır, çocuk okula başladıktan sonraki 20 gün içinde okula uyum problemi aşılmamışsa anne babaların kendi kendilerine halletme şansının azaldığını belirtti. Çakır, "Çünkü ilkokul birinci sınıflar, diğerlerinden zaten erken başlatılıyor. Buna rağmen, 20 gün geçtikten sonra da uyum problemi sürüyorsa, bir uzmana gitmek gerekiyor. Okulun rehberlik bölümüyle görüşülmeli. Bir uzmandan yardım alınmalı. Bu yaş grubundaki problem, okula uyum süreciyle ilgiliyse sorun çok çabuk çözülür. Ama çocuğun dikkat eksikliği, hiperaktivitesi, zeka problemi, algılama problemi varsa, bunlar uzun süreç gerektirdiği için en baştan bilmek, anne-babayı 1-0 önde başlatır" dedi.