Dershanelerin kapatılmasına yönelik tartışmalar ülke gündemindeki yerini korurken, alınan ücretler için kullanılan ifadelerin sektöre haksızlık olduğunu kaydeden Final Eğitim Kurumları Genel Müdürü Şevket Ertem, "Sanki dershane sektöründe olanlar, velilerin cebinden para hortumlayan kişiler gibi lanse ediliyor. Oysa dershaneler gidilmesi zorunlu olmayan, yasalarla kurulmuş, ailelerin çocuklarını sınavlara daha iyi hazırlanması için gönderdiği kurumlardır" dedi.
EĞİTİME GÖNÜL VERDİM
Dershanelerde çalışan öğretmenlerin Türkiye'deki üniversitelerden mezun olmuş, milli eğitim onayıyla atanmış kişiler olduğunu belirten Ertem, "Dershaneleri kuran insanların büyük bir bölümü de daha iyi bir iş yapabilecekken eğitime gönül vermiş olan kişilerdir. Örneğin ben 9 matematik kitabı yazmış bir matematikçiyim. Aynı zamanda inşaat yüksek mühendisi ve hukukçuyum. 1980'li yıllarda 8 şantiyem vardı, müteahhitlik yapıyordum. Seçim yapmam gerektiğinde, çok daha fazla para kazanabileceğim inşaat sektörü yerine, eğitime gönül verdim. Amacım para kazanmak olsaydı, müteahhitlik yapardım, eğitim yükünün altına girmezdim" diye konuştu.
ÜCRETLER 'RANT' DEĞİL
Dershanelerin aldıkları ücretlerin 'rant' ya da 'haksız kazanç' gibi görülmesini de eleştiren Şevket Ertem, inşaat sektöründen örnek vererek, "İnşaat sektörü 50-60 metrekarelik bir evi, bazı bölgelerde 500 bin lira fiyatla satabiliyor. O yüzden inşaatçıların haksız kazanç elde ettiğini söyleyebilir miyiz? Dershanecilik sektöründe 100 bin kişi ekmek yiyor. Bunların bir kısmı kat görevlisi, temizlikçi gibi vasıfsız insanlar" dedi. Ertem, bugün hükümette yer alan bakan ve milletvekillerinin de bir bölümünün öğrencilik yıllarında dershaneye gittiğini vurguladı