Dört duvar arasında yıllardır çekilen stüdyo fotoğrafı tabusunu kıran çiftler, Photoshop programıyla arka plana yerleştirilen manzara resimlerinden de sıkılınca soluğu doğada aldı. Düğün öncesi özel olarak hazırlanıp objektiflerin karşısına geçen gelin ve damatlar, yağmur çamur, sıcak soğuk demeden saatlerce süren çekimlerde Adana'yı adeta doğal platoya çevirip Çukurova'nın eşsiz güzelliklerini, manzarasını arkasına alıp anı ölümsüzleştiriyor.
PAZARA DÖNÜŞTÜ
Özellikle hafta sonu yapılan çekimlerde Merkez Park, Atatürk Parkı, Adnan Menderes, Seyhan Nehri, ATOSEV tesisleri başta olmak üzere tarihi mekanlar siyah-beyaza bürünüyor. Zaman zaman çekim için sıra bekleyen gelin ve damatlar profesyonel modellere taş çıkartıyor. Dört bir tarafı yeşil ve maviyle süslü Adana'da gerçekleşen çekimlere olan ilgi pazara da dönüştü. Fotoğrafçılar doğal stüdyoyu yaratmak için çekim yapılan alanların işletmecilerine de sezonluk ücret ödemeye başladı.
TREN RAYLARINDA
Stüdyo defterinin kapandığını söyleyen usta fotoğrafçı Hilal Küçükbulut, "Adana çekimler için doğal bir stüdyo. Günün her saatinde çekime açık bir havası var. İlginin her geçen gün artması bizleri farklı mekan arayışına itti. Konu ve kompozisyonlar ile zenginleşen kareler mutluluk anlarını anlatıyor. Yeşil ve mavinin yanında tren rayları üzerinde, köprü üzerinde, iskelede fotoğraf çekilmek isteyen çiftlerimiz de var" dedi.
HAYALLER GERÇEK OLDU
Hayatlarının en özel karelerini Adana'nın eşsiz manzarası eşliğinde çekildiklerini söyleyen Ömer-Seda Baytüre çifti, "Çekimler uzun sürdü ama buna değdi. Kentin dört bir yanında bu kadar güzellik olduğunu fotoğraflarımızdan bir kez daha görme imkanı bulduk" diye konuştu. Doğal çekimi tercih eden diğer bir çift Buğra-Kıymet Evgin ise, "Bizim en büyük hayallerimizden biriydi dış çekimlerde gelinlik ve damatlık ile poz vermek. Çok mutluyuz" dedi.
