Adana'nın merkez Yüreğir ilçesinin Kazım Başer Mahallesi'nde tapu krizi yaşanıyor. Yüreğir Belediyesi tarafından yapılan yeni imar düzenlemesiyle tapularına hissedar çıkarılan vatandaşlar, karara tepki gösterdi. Vatandaşlar yeni tapularına itiraz etmek için hukuksal süreç başlatılırken, belediyenin Adana 2'nci İdare Mahkemesi'nin aldığı karar doğrultusunda Ömer Topçu dönemimde yapılan hatayı düzeltmeye çalıştığı ortaya çıktı.
MAHKEME KARAR VERDİ
Vatandaşla belediyeyi karşı karşıya getiren olayın başlangıcı Yüreğir Belediyesi'nin 1995 yılında yaptığı imar düzenlemesine dayanıyor. Sıdıka Hoşgören adlı vatandaş, imar düzenlemesinde 39 metrekarelik bir alanın Düzenleme Ortaklık Payı (DOP) olarak kendisinden kesilmesine karşın bazı kişilerde bu kesintinin yapılmadığını gerekçe göstererek 2004 yılında Adana 2'nci İdare Mahkemesi'ne dava açtı. Mahkeme 2005 yılında karara vararak Hoşgören'in itirazını haklı buldu. Danıştay, 2007 yılında bu kararı onayınca Yüreğir Belediyesi, 2008 yılında encümen kararıyla imar uygulaması için kolları sıvadı.
VATANDAŞ TEPKİLİ
Geri dönüşüm konusundaki çekincelerinden dolayı yaklaşık 3 yıl Tapu ve Kadastro Müdürlüğü'nde bekleyen düzenleme bu yıl uygulamaya konuldu. Yeniden düzenlenen tapular dağıtılınca vatandaşlar tepki gösterdi. Tapularına tanımadıkları kişilerin ortak olduğunu söyleyen vatandaşlar, "Adana gibi bir yerde insanları karşı karşıya getirmek ne kadar mantıklı. Bu cinayet sebebidir. İnsanların birbirlerine düşmesini, kavgaya tutuşmasını mı istiyorlar" diyerek imar düzenlemesine karşı çıkan vatandaşlar, hukuksal süreç başlatmak için harekete geçti. İlk tapularını 1981 yılında aldıklarını söyleyen İbrahim Yılmaz (43), "Düzenleme ortaklık payı şimdi mi akıllarına geldi. 35 yıldır neredeydiler?" dedi.
DAVA AÇTIĞINA PİŞMAN OLDU
Belediyeye dava açan Sıdıka Hoşgören'in 1995 yılında yapılan DOP kesintisinin yüzde 13.63 olduğu yeni düzenlemede ise bu kesintinin yüzde 20 olarak yapıldığı öğrenilirken Yüreğir Belediyesi'nin mahkemenin aldığı karar ışığında geçmişte yapılan hatayı düzeltmeye çalıştığı savunuldu. Belediyenin vatandaşları ortak hissedar yapma gibi bir düşüncesi olmadığı Kazım Başer Mahallesi'nde kendine ait mülkiyetinin olmamasından dolayı vatandaşları birbirleriyle hissedar yapmak zorunda kaldıkları ve bunun da hukuka uygun olduğu savunuldu.