Yıllardır özellikle de son 10 yıldır üretimimizle, ihracatımızla, baklavamızla, kebabımızla, mozaiklerimizle Türkiye'nin ve dünyanın dört bir yanında "Gaziantep" ismini duyurmayı başardık. Son günlerde yine gündemde Gaziantep. Önce ihracattaki azalış ardından Suriyeli misafirlerle yaşan gerginlik ve içme suyuna zehir katıldığı dedikoduları derken bu kez de "fıstık krizi" ile gündeme geldik. Fıstıktaki fiyat artışı, rekolte düşüklüğü, stokçular, İran ve Amerika ile rekabet, ihracat düşüşü… derken gözler kulaklar fıstığa çevrildi. Bir musibet bin nasihat misali belki de gelecek için iyi oldu. Sektör temsilcileri, eslek odaları, bürokratlar, yerel yöneticiler, basın, akademisyenler, sevgili Prof.Dr. Güngör Uras'ın Ayşe teyzesi ve Ali Rıza amcası bile fıstığı konuşur oldu. Gaziantep şu an "fıstık festivaline" ve festival kapsamında yapılacak "fıstık zirvesine" hazırlanıyor. Ben inanıyorum ki artık fıstık için sağlıklı bir yol haritası çizmek için önemli adımlar atılacak. Yakın gelecekte fıstıkta inovatif adımlar atan yatırımcılar göreceğiz, rekabet gücümüzü artıracağız, bu eşsiz kırmızı mantolu meyveden şehir olarak kazanmanın yolunu bulacağız. Bunları gerçekleşmesi güç hayaller olarak değerlendirmeyin, eğer biz bu hayalleri gerçekleştiremezsek Gaziantep o dünyaya nam salan girişimci ruhunu, çalışkanlığını yitirmiş demektir.
Bugün günlerden ZAFER Bugün aylardan Ağustos, günlerden Zafer. Bugün Büyük Taarruz'un galibiyetini ve düşmanın aziz topraklarımızı terk edişini kutladığımız gün. Bugün 30 Ağustos 2014, yepyeni bir Türkiye Cumhuriyetine merhaba dediğimiz bugünde, azmin zaferini, birlikteliğin zaferini, vazgeçmemenin zaferini, inancın zaferini hatırlamamız ve anmamız için en önemli gün. Zafer bayramımız kutlu olsun.