Hem çal, hem oyna. Dön bak oyunun tutmadı, arkanı dön sitem et. Oh be ne rahat. İşte bizimkisi bir aşk hikayesi gibi tam da böyle. Bir platonik bakanlık aşkına yakalandık.
Aylar, yıllar, onca hükümet değişti. Bu karşılıksız bakanlık aşkımızdan hiç vazgeçmedik.
Bırakın onu, bunu, şunu 'Davul bile dengi dengine çalar' sözünü bile bir an olsun hatırlamayıp karşılık alamayacağımızın yüzlerce nedeni varken dipsiz külekle boş ambara darı doldurmaya çalışmak gibi her bakanlar kabinesi değişikliğinde, her yeni hükümet kuruluşunda papağan gibi 'Bakanlık da bakanlık' deyip durduk.
Her defasında da dut yemiş bülbüle dönüp oturduk. Ama akıllanmadık. 'Bize BAKAN yok' teranesi çaldık.
Yani hem çaldık hem oynadık.
Baktık oyun tutmadı, arkamızı dönüp sitem ettik. Sayın Mehmet Sağlam'ı Milli Eğitim, Veysi Kaynak'ı Adalet, Sevde Beyazıt'ı Aile Bakanlığına yakıştırdık.
Şimdi de Mahir Ünal'a yapıştık… Ne zaman bir kabine değişikliği gündeme gelse kendi çalıp oynayanlar hemen ayağa kalkıp başladılar aynı oyuna...
Milletvekilimiz Sayın Mahir Ünal bu çalıp oynayanlar tarafından bilmem şu bakanı, bilmem bu bakanı yapıldı. "Geçen sefer şu yüzden olmadı, bu defa kesin" sazını çalıp çalıp oynadılar. Sayın Ahmet Davutoğlu'nun yeni kabinesi öncesinde de aynı davul zurnayı çalanlar, yine kendileri çalıp oynadı.
Yahu arkadaş siz ne yiyip ne içiyorsunuz, Allah aşkına bize bir söyleseniz de sizin gibi hafta sekiz cuma dokuz değil ama bir defa da olsun biz de bir çalıp oynayalım bakalım nasıl oluyor diye vallahi çok merak ediyorum.
Hemen belirteyim bundan önceki, bugünkü ve bundan sonraki kabinelerde görev alan değerli bakanlar kadar yok mu bizim milletvekillerimiz?
Elbette var. Belki çoğu zaman hem de daha yakışanı, daha kapasitelisi.
Ammaaaa...
Beyler, yani kendi çalıp kendi oynayanlar; Şunu bilin ve artık bu gereksiz aşktan vazgeçin.
Hükümetlerde bakanlar ne o ilden alınan oyun yüzdesine, ne çıkarılan milletvekili sayısına bakılır.
Kabine oluşturulurken önce parti içi dengelere ve bakan yapılacak kişinin 'kendisine' değil, o milletvekilinin kentindeki şahsının dışındaki güce bakılır. Yani üçlü bir lobi. O ilde seçilmiş milletvekillerinin birlik ve beraberliğine bakılır.
Şimdi Allah aşkına söyler misiniz, biz Kahramanmaraş olarak bu güçlere sahip miyiz?
Hayır.
Bırakın muhalefetteki iki vekili, iktidar partimizin milletvekillerinden hangisi kendisi dışında bir başkasının bakan olmasını ister?
Sözde hepsi, gerçeğinde hiçbiri.
Adım gibi eminim ki hiçbir beklenti içinde olmayan Mahir Ünal beyin ismini yıpratmayı bırakın artık. Sayın Ünal'ın parti içinde ve kabinede bir bakandan çok daha fazla olan o kendi gücünün farkında. Siz yeter ki tayin, iş, için değil, memleket hizmeti için kapısını çalın ve isteyin.
Bakın o zaman bakandan bir farkı var mı görürsünüz.
