Eylül ayı cari açık rakamı perşembe günü açıklandı: 2,2 milyar dolar. Türkiye ekonomisinin
'yumuşak karnı' olarak değerlendirilen cari açık 2,6 olan beklentilerin altında geldi. Bu durum piyasalara da olumlu yansıdı ve borsa yükselişe geçti. Son dönemlerde yumuşak karnımızdaki bu olumlu gidişat yani cari açıktaki gerileme eğiliminin en önemli nedenlerinden biri de petrol fiyatlarındaki düşüş. Petrol fiyatları
Rusya ve
Ortadoğu gibi önemli üretim bölgelerindeki gerginliklere rağmen düşüyor. Bu düşüşün nedenlerini değil de sonuçlarını konuşacak olursak şöyle bir tablo var önümüzde: Türkiye açısından olumlu bir gelişme cari açık daralıyor ama bütçesi petrol gelirine dayanan
Suudi Arabistan, Umman, Bahreyn, Venezuela, Nijerya, İran ve
Rusya gibi ülkeleri tehdit ediyor. Tablonun Türkiye için olumlu oluşu da kısa vade için geçerli, uzun vadede sıkıntı yaratabilir. Küresel daralma varken, Türkiye'nin İran gibi, Rusya gibi, Afrika gibi hedef pazarlarına ihracat'ının yavaşlama ihtimali de doğacaktır. Öte yandan cari açıksız büyüyemediğimizi de unutmamak gerek. Bu duruma da geçen hafta açıklanan strateji planının çare olmasını umut ediyorum. Yıl 1980. Sözlerini Şanar Yurdatapan'ın yazdığı, Attila Özdemiroğlu'nun bestelediği, Ajda Pekkan'ın seslendirdiği
'Aman Petrol' isimli şarkı ile katılmıştık Eurovision'a. O yıllarda dünyada petrol krizi vardı ve şarkı bu krizi esprili bir dille anlatıyordu.
Aman petrol, canım petrol Artık sana sana muhtacım petrol Elinde petrol, sonunda petrol Artık dizginlerim senin elinde petrol
***
Nice zengin dilber düşmüş ardına Düş başka gerçek başka yar olmazsın sen bana Belki gideceksin bir gün gerçekten İşte senin ardından ağlıyorum şimdiden Ne dersiniz şarkıdaki gibi düş başka gerçek başka mı? Yar olmaz mı petrol bize? Artık zengin dilberler petrolün değil kaya gazının filan mı peşinde? Dizginler kimin elinde?
"Eğer işiniz başka hiçbir şeye zaman bırakmayacak kadar yoğunsa yanlış giden bir şeyler var demektir; sizinle ya da işinizle ilgili." William J. H. Boetcker