Türkiye bir yıl boyunca, çok zor bir konjonktürde G20'ye çok başarılı bir şekilde başkanlık yaptı. G20 zirvesinde de her açıdan başarılı bir iş çıkardığını kabul etmek gerekir. Küresel gündem üzerindeki performansı da oldukça güçlü idi.
"Ben küresel gündem üzerinde kanaat sahibi bir ülkeyim ve gündemi başarılı bir biçimde yönetebilirim" dedi. Tamamen ekonomi odaklı oluşturulmuş, küresel finans sisteminin işlerliği için çalışan G20, artık insani bir boyut kazandı diyebiliriz. İnsanı değerli kılmadıkça, insanlar bombalar altında can verdikçe, denizler can pazarına döndükçe ne önemi kalır işleyen küresel finans siteminin? Türkiye bu noktada çok başarılı bir iş çıkardı. G20'nin odağını insana çevirdi ve ekonominin, kalkınmanın insanla var olduğunu ve insanlar için olduğunu gösterdi. Yatırımcılar güvenli limanlara gelir ve yatırımlar güvenli limanlarda can bulur, kalkınmaya katkı sağlar. Terör her yerde güvenliği tehdit eder hale geldiyse, küresel kalkınma da tehdit altında demektir. Zirvede Türkiye terörün küresel bir sorun olduğunu tüm dünyaya anlattı. Aynı şekilde Türkiye mülteci sorununun da küresel bir sorun olduğunu kabul ettirdi.
"Artık birlik ve beraberlik yerelden, ulusaldan daha öteye, uluslararası bir düzeye taşınmıştır" dedi. Başka bir ifadeyle güvenlik ile ekonomi arasındaki bağın fark edilmesine ve kapsamlı bir şekilde tartışılmasına neden oldu G20 Antalya. Alınan kararları da düşününce bugüne kadarki en verimli G20 zirvesinin Antalya'da yapıldığını söyleyebiliriz.