Son zamanlarda A Milli Futbol Takımımızdaki hoca-oyuncu arasındaki küslük ve barışma olaylarını bir türlü anlayamadık. Kimse tam olarak bilmese bile nihayet sağlam ve formda oyuncuların aynı anda kadroda olduğu bir milli takımı, Kosova maçında izleme şansı bulduk. Maç kazanamamanın özgüven eksikliğini hissetmemek adına bu geri dönüşün zamanlaması oldukça yerinde oldu. Milli formaya yeniden kavuşmanın motivasyonu ile önceki maçlara nazaran daha kaliteli bir kadro ile sahaya çıktık. Kosova galibiyetinde Selçuk-Burak uyumunun, Hakan Çalhanoğlu'nun duran top özelliğinin ve Arda Turan'ın liderlik özelliğinin bu tip maçları çözebilecek avantajlarımız olduğu bir gerçektir. Biz bu tip maçlarda elbette büyük favoriyiz ve önümüzdeki üç maçı, kalite anlamında bizimle kıyaslanamayacak takımlarla oynayacağız. Ama daha sonra bizim, bugün tekrar kadroya dahil olan ve eğer başarılı olup bu gruptan çıkarsak sonraki süreçte de ihtiyacımız olan oyuncuları kazanmak, açıkçası maçları kazanmaktan daha değerlidir. Fizik kalitemizin iyi görünmediği ve kazanamadığımız ilk üç maça nazaran daha kolay gözüken bu maçtan önce küskünlerin arasına girip bir arada olmamızı sağlayan ve bize de rahat futbol konuşabilme şansı veren kişi kimse teşekkür ederiz. Hafta sonu kazandığımız Kosova maçından sonra hemşerimiz Fatih Terim'in, ekibinin ve oyuncularımızın bundan sonra hiçbir mazeret gözetmeksizin bizleri mutlu edeceklerine ve gururlandıracaklarına sonuna kadar inanıyorum.