Türkiye'nin dört bir yanında Fetullahçı Terör Örgütü'ne yönelik operasyonlar başladığında "Kimsenin endişelenmesine gerek yok. Türkiye'nin en başarılı operasyonları bu ilde yapılır. Çünkü Kahramanmaraş polisi sözde değil özde çalışma yapar. Dedikoduyla değil delil ve belgelerle dolu yakalama yapacak" demiştim.
Başta Valimiz Sayın Vahdettin Özkan, kulakları çınlasın Emniyet Genel Müdür Yardımcımız Servet Yılmaz, İstihbarat, KOM ve TEM şubelermiz ile onlara destek veren Asayiş şubenin başındaki değerli şube müdürlerimizden Allah razı olsun. Günlerce evlerinin yolunu unutup, iğneyle kuyu kazarak, canlarını ortaya koyarak çalışma yaptılar.
Bugün cezaevinde olan örgütün üst düzeydeki isimleri, ortaya çıkan belgeler, ki bunlar arasında örgütün gizli haberleşme sistemi olarak kullandığı Eagles'ın ilk dökümlerini Türkiye'de ilk defa bizim polisimiz deşifre etti. Türkiye'de FETÖ'nün çatısını ilk çökerten il olduk.
Bugün polisin yakaladığı FETÖ mensuplarından tutuklanmış olanların sayısına baktığımızda, Kahramanmaraş'ta polisin 'Şu kadar adam alın' mantığı ile değil, alınan adamların dosyasının bilgi ve belgelerle dolu olduğunu görürüz.
Yani Kahramanmaraş polisinin adliyeye çıkardığı ortalama her 10 adamdan en az 3'ü tutuklanıyor. 4'ü ise bir anlamda tutuklama sayılan 'Adli kontrol ve yurt dışı yasağı' ile şimdilik bırakılıyor. Buraya kadar güzel. Amma velakin gel gelelim benim de cevabını bulamayıp, beynimi kemiren ve kamuoyunun da beyninin almadığı bir nokta var.
Sayın Cumhuriyet Başsavcımız başta olmak üzere FETÖ soruşturmasını yürüten savcılarımıza bir fırsat bulup aslında sormak istiyorum.
Biz bu şehirdeki terör örgütü FETÖ'nün okullarında hem eğitim anlamımda örgütsel hem de mali olarak örgüt faaliyeti tespit edip bu okulların FETÖ'nün emellerini yürüten bir organ olduğunu tespit ettik mi?
Ettik.
El koyup asıl sahipleri olan milletin hizmetine verdik mi?
Verdik.
Peki arkadaş bu örgüt faaliyetlerinin yürütüldüğü okulların resmi ortakları ki bunlar 17-25 Aralık'tan, yani Türkiye Cumhuriyeti devleti bu yapıyı ÖRGÜT olarak tanımladıktan sonra bile bu okulların kurucu ve ticari ortağı olanlar niye hâlâ bu memlekette elini kolunu sallayarak geziyor?
Fetullah Gülen'e ortak olmak suç değil mi yoksa bu memlekette?
Madem 17/25 milat, madem telefonunda ByLock çıkanı bile yakalıyoruz, hatta tutukluyoruz… Örgütün hain yetiştirdiği, kara para akladığı, vergi kaçakçılığı yaparak devleti dolandırdığı, üstüne üstlük 'Suç örgütünün malı' diyerek el koyduğumuz bu okulların yöneticileri niye ellerini kollarını sallayarak geziyor?
Onlar özel insanlar mı?
Bu ülkenin başı, başkomutanı Recep Tayyip Erdoğan "Kimsenin gözünün yaşına bakmayız. Bakmayacağız" diye sizlerin arkanızda olduğunu haykırmasına rağmen…
Yoksa FETÖ'nün ortağı olmak suç değil mi? Bu okullara ortak olmak ne demek?
Fetullah'a ortak olmak, örgüte hizmet etmek değil mi?
