Yıllardır Türkiye'nin sorunu
'işsizlik' değil,
'mesleksizlik' diyoruz.
Milyonlarca üniversite mezunumuz işsiz diyoruz.
Sanayicilerimiz eleman bulamıyor diyoruz.
Birbiri ile çelişen bu üç söylemin nedenini tek cümlede anlatacak olursak
"Üniversitelerimizde verilen eğitim ve mezunlarımızın iş ile ilgili beklentileri" diyebiliriz.
Tam da gençlerimiz üniversite tercihlerini yapmış, sonuçlarını beklerken bu konuyu biraz açalım.
İşsizlik rakamları yüksek, sanayici eleman arıyor ama üniversite mezunu milyonlarca işsizimiz neden var?
Birincisi, üniversitedeki eğitimlerimizin teoride kalması.
Pratik hiçbir beceri edinememiş, tecrübesiz gençlerimizin aslında
"mesleksiz" olduklarının farkında olmadan sadece diplomaları ile yönetici koltuklarında oturma hayali kurmaları. Kısacası iş beğenmemeleri.
Sanayicilerimizin ise meslek sahibi elemanlarla çalışmak istemesi.
Peki çözüm ne?
Çözüm her şeyden önce eğitim sistemimizin teoriyle pratiği harmanlayan bir sisteme kavuşması.
Hafta içinde mezuniyet törenine katıldığım Gaziantep Üniversitesi Naci Topçuoğlu Meslek Yüksekokulu çözüme örnek bir okul.
Türkiye'de organize sanayide kurulan ilk meslek yüksekokulu olan Naci Topçuoğlu MYO Trimester Eğitim Sistemi'ni uygulayarak, 10. Kalkınma Planı'nda diğer üniversitelere model olan bir okul.
Burada öğrenciler teorik eğitimin yanında hem atölye imkanlarıyla sanayi ve iş hayatına hazırlanıyor hem de işyeri eğitimi kapsamında yıl içerisinde iki dönem sanayiye gidiyor ve işyeri eğitimi alıyor.
Üniversite sanayi işbirliğine de güzel bir örnek teşkil eden uygulamada öğrenciler daha işe başlamadan işi öğreniyor, sanayinin doğal havasını, iklimini teneffüs eden bireyler olarak yetişiyor.
Ayrıca okulda her programa yerleşen ilk 10 öğrenciye de organize sanayi bölgesi tarafından her ay 250 TL karşılıksız burs veriliyor. Hatta un ve unlu mamuller bölümündeki öğrencilerin tamamı burs alıyor.
Bundan sonrası da gençlere kalıyor. Gençlerin kendilerini geliştirmesine kalıyor. Mezuniyet töreninde gençlere söylediklerimi burada da tekrarlamak istiyorum:
Sevgili gençler iş dünyasında başarılı olabilmek için kendinizi geliştirmek zorundasınız. Biz ebeveynler de bu gelişime katkı sağlamak zorundayız. Bir iş görüşmesi ya da katıldığınız bir sohbetin ardından hakkınızda mutlaka bir yorum yapılacaktır. Eğer bu yorum isminizi tekrar hatırlayabilecek, cep telefonunuzu isteyebilecek düzeydeyse o zaman bu mücadelede varsınız. Bu mücadelede olmak durumundasınız. Her gününüzü kendinizi geliştirmeye ayırın.