Erdoğan, Bezmiâlem Vakıf Üniversitesinin akademik yıl açılış töreninde yaptığı konuşmada, 12 yıl önce göreve geldiklerinde Türkiye genelinde 76 üniversite olduğunu belirterek, şu anda üniversite olmayan il kalmadığını söyledi.
Artan üniversite sayısının eleştiri konusu olduğunu dile getiren Erdoğan, şunları kaydetti:
"'Akademisyeniniz var mı?' dediler. 'Açıyorsunuz bu okulları ama hoca yok.' dediler. Dedik ki; 'O da olacak.' Saygıdeğer hocalarımız bunun hesabını bize sormayacaklar. Bunun hesabını, kusura bakmasın, kendilerine soracaklar. Çünkü onlar yetiştirecek ve biz de bu okullarımızda istihdam edeceğiz. Dayanışma içerisinde bunu halledeceğiz. Ama biz şimdiden, süratle zemini, fiziki imkânları hazırlıyoruz. Ama üniversitelerimiz bir yarışın içerisinde olmalı. Bu kardeşinizin en önemli derdi şuydu. Tıpta bizim açığımız var mı? Var. Özellikle hoca açığımız var mı? Var. O zaman gelin, Türkiye'de olmayan bir şeyi yapalım. Nedir? Sağlık bilimleri üniversitelerini kuralım. Bizden önce böyle bir şey var mıydı? Yoktu. İşte, hamdolsun sağlık bilimleri üniversitesinin adımlarını attık."
Erdoğan, bu yönde ilk adımın Bezmiâlem Vakıf Üniversitesinde atıldığını belirterek, şunları kaydetti:
"Dedik ki, Bezmiâlem Üniversitesi bizim ilk sağlık bilimleri alanındaki üniversitemiz olsun. Bu adımı attıktan sonra şimdi yeni yeni neler başladı? Sağlık bilimleri üniversiteleri kurulmaya başlandı. Özel olarak başlandı, aynı şekilde bunu devlette de yaygınlaştırmaya başladık. Niye? Hakikaten tıpta çok açığımız var. Doktor açığımız çok çok fazla. Bu noktada
kariyer yapma noktasında da öyle bir zihniyet var ki ön tıkıyor. Bir gün rektörlerimizle yaptığımız toplantıda dedim ki; 'Şöyle bir adım atalım. Devlet hastanelerinde doktorlar var, uzman doktorlar var, vesaire vesaire...' Dedim ki; 'Sayın hocalarım, yani biz bu doktorlarımıza, bunlar uzman doktorlar aynı zamanda, bunlara doçentlik, profesörlük bu imkânı veremez miyiz?' Dediler ki; 'Veririz.' Şu anda zaten pratik olarak bunlar devlet hastanelerinde bunu yapıyorlar. Önünü açalım, bizim doktorlarımız doçent, profesör olma imkânını yakalasın. Bu, onların bu alandaki rekabeti daha da güçlendireceğinin, çok daha fazla öğrenci yetiştireceğinin işareti olacaktır."
Eğitim ve araştırma hastanelerinde bu sürecin başlamış olduğunu ifade eden Erdoğan, "Neyle? Önce afiliye sistemiyle başlamış oldu. Şimdi bu gelişecek." dedi.
Erdoğan, konuşmasını şöyle sürdürdü:
"Bu böylece artacak, artması lazım. Zira zaten doktora, doktor için gerçekleşmiş bir vakadır. Öyleyse bunun önünün açık olması lazım. Bu tıpta önemli bir adım, bunu başarmamız gerekir. Ve Anadolu'nun, Trakya'nın her bir şehrine inşallah kazandırılmış üniversitelerle tıpta yaygın bir şekilde kariyer yapma imkânı da böylece doğacaktır. Şu anda içinde bulunduğumuz bu kurum gibi kısa sürede çok büyük başarı gösteren, inşallah büyük sıçrama kaydeden üniversitelerimiz var. Eğitimle birlikte öncelik verdiğimiz bir diğer alan olan sağlıkta bu adımı atmak durumundayız, bunu gerçekleştirmek durumundayız."
Eğitim ve sağlıkta başlattıkları dönüşümün, orta ve uzun vadede Türkiye'yi çok köklü şekilde değiştireceğine inandığını söyleyen Erdoğan, şu anda 12 yıl zorunlu eğitim almış bir neslin geldiğine işaret etti. Erdoğan, şöyle konuştu: "Eğer bu ülkenin genç doktorları, eczacıları, diş hekimleri, sağlıkçıları, hemşireleri 171 yıllık bir kurumda eğitim görüyor, 171 yıl önce görülmüş bir rüyanın eseri üzerinde eğitim görüyorsa, bu eşi olmayan bir özgüven vesilesidir. Eşi olmayan bir özgüven vasıtasıdır. İşte, esasen yeni Türkiye dediğimiz de budur. Yeni Türkiye, geçmişin rüyalarını yeniden görebilmektir. Yeni Türkiye, geleceğe ilişkin hayaller kurabilmek ve bunları gerçeğe dönüştürebilmektir."
İdari ve akademik personele teşekkür eden Erdoğan, Lokman Hekimlerden, İbni Sinalardan, Birunilerden ilham alıp geleceğin tıbbını ve bilimini şekillendirecek öğrencilere de özellikle başarılar dileyerek sözlerini noktaladı.
Bezmiâlem Valide Sultan'ın rüyası
Erdoğan, konuşmasında Bezmiâlem Valide Sultan'la ilgili anekdotu şöyle anlattı:
"Valide Sultan, rüyasında kıyamete kadar kendisine 200 kişinin dua ettiğini görür. Rüyayı yorumlatır. Kendisine bir hastane kurması tavsiye edilir. Hemen 200 yataklı olarak Vakıf Gureba Hastanesini kurdurur. Şöyle bir talimat verilir: 'Bir tek soğan bir altına dahi satılsa hastanın iaşesinden kesilmeyecek, tedavi devam edecek.' Şimdi, Bezmiâlem Valide Sultan'da kesinlikle hastadan para alınmaması gerekir. Çünkü bu Bezmiâlem Valide Sultan'ın hakikaten bir vakıf olarak tavsiyesi. Onun için Adnan Bey, size de burada önemli bir görev düşüyor. Vakıflar Genel Müdürlüğü olarak burayı herhangi bir mali noktada para almamak için bu vakıfnameye uygun hareket etmemiz gerekiyor. 171 yıl önce görülen bir rüyanın bugün ulaştığı seviyeyi işte en yakından sizler görüyorsunuz, sizler yaşıyorsunuz. Öyleyse bunu halletmemiz gerekir. Bu millet bunu halleder mi? Halleder. Bu devlet bunu halleder mi? Halleder."
Erdoğan 2011 yılında ne demişti?
Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan, 30 Nisan 2011 tarihinde Marmara Üniversitesi Pendik Eğitim ve Araştırma Hastanesinin açılışında yaptığı konuşmada şunları söylemişti:
"Kısa süre önce Başbakanlık olarak bir genelge yayımladık ve Sağlık Bakanlığı ile üniversitelerin hastaneleri birlikte kullanma imkânını getirdik. Bunun ilk örneklerini de Rize'de, Ordu'da, Sakarya'da uyguladık. Bugün de İstanbul Pendik'te böyle bir işbirliğinin ürünü olan hastanemizi resmi olarak işletmeye alıyor, sağlık noktasında İstanbulumuza çok büyük bir hastane kazandırıyoruz. İdari anlamda Sağlık Bakanlığımız, nitelikli personel bakımından da Marmara Üniversitemiz imkânlarını birleştirdiler ve böyle bir hastaneyi kazandırdılar."
"Şimdi yeni bir döneme daha giriyoruz. Devlet hastanelerindeki uzman doktorların da kariyer yapabilmeleri için üniversitelerle irtibat kurup, önünü açalım istiyoruz. Bir uzman doktor, doçent de olabilsin, profesör de olabilsin." dedi.