'Kem aletle kemalat olmaz' demiş atalarımız.. Ülkemizin sportif anlamda ileri gidebilmesi, her alanda başarılı sporcular yetiştirebilmesi için öncelikle bir eğitim planı, bir sportif yapılanma gerekse de tesisleşmenin önemi de büyüktür.
Bir atlet için pist, boksör için ring, basketbolcu için pota, futbolcu için saha, güreşçi için minder…vs olmazsa olmazdır.
Son 10 yılda tesisleşmede altın çağını yaşayan ülkemiz modern salonlara, statlara, pistlere, yüzme havuzlarına, kayak pistlerine kavuştu… Gençlik ve
Spor Bakanlığı'nın verilerine göre;
Türkiye genelindeki
Gençlik Merkezleri sayısı 175.
Atıl durumda bulunan
114 spor tesisi tamamlanırken 152 spor tesisi sıfırdan hizmete açıldı.
28 olimpik havuz inşa edildi.
Amatör sporun geliştirilmesi ve sporun tabanda yayılması için amatör spora 25 milyon lira destek verildi.
Futbol dışındaki özerk federasyonlara,
2012 yılında
256 milyon lira kaynak aktarıldı.
Sadece
Spor-Toto kaynaklarından
Türk Futbolu'na 125 milyon destek sağlandı.
Nüfusu 10 binin üzerinde olan her ilçeye bir kapalı spor salonu yapılıyor.
Gençlik Spor Genel Müdürlüğü bütçesini
193 milyon
TL'den 1 milyar TL'ye yükseldi.
24 yeni stat ve
405 yeni spor tesisi yapımı planlama aşamasında.
Gençlik ve spor yatırımlarının bugünkü rakamsal büyüklüğü 5.5 milyar lira...
Bunlar güzel şeyler...
Ancak bu kadar yatırımın sportif başarı olarak karşılığı alıyor muyuz?
Her madalya sonrası hepimizi bir endişe kaplıyor artık.
Doping kontrolünün neticesi ne zaman açıklanacak diye...
Demek ki bir yerlerde bir eksiklikler var.
Sportif ahlak ve disiplin konusunda bir eksiklik var.
Başarı ve madalyaya odaklanmış bir spor formasyonu kalıcı başarı elde edemez...
Tesislerimiz var artık.
Sıra ahlaklı ve disiplinli sporcu yetiştirmekte.