Orhan Alkaya'nın görevden alınmasının ardından İstanbul Büyükşehir Belediyesi Şehir Tiyatrosu (İBBŞT) Genel Sanat Yönetmenliği'ne getirilen tiyatro sanatçısı Ayşe Nil Şamlıoğlu dertli. "Osmanlı'nın 15'inci yüzyılda yaptığı tiyatro projelerini biz 21'nci yüzyılda yapamıyoruz, hayretler içindeyim" diyen Şamlıoğlu, 'şehir'de tiyatro anlayışını baştan aşağı değiştirmeyi planlıyor: İlk hedef meydanlar ve sokaklar.
Muhsin Ertuğrul 29 Ekim'de açılıyor: Sezonu 1 Ekim'de yedi sahneyle açıyoruz, Muhsin Ertuğrul Sahnesi de 29 Ekim'de açılacak. Muhsin Ertuğrul'u kapandığı oyunla,
Keşanlı Ali Destanı ile açacağız. Nicelikten çok derdim nitelik olduğu için çok fazla oyun yığılmasından yana değilim. Yeni sezonda 20 yeni oyun gala yapacak ve ağırlık yerli oyunlarda. Repertuarı henüz açıklayamıyoruz ama
Romeo ve Juliet,
Sodom ve Gomore adlı oyunları hazırladığımızı söyleyebilirim şimdilik.
2010'a İstanbul oyunlarıyla 'merhaba': Göreve geldiğimde İBBŞT'de İstanbul 2010 Avrupa Kültür Başkenti'ne yönelik bir proje olmadığını gördüm. İstanbul kentinin tiyatrosu nasıl bir şey yapabilir diye düşündüm hemen. Ocak'ta sekiz sahnemizde sekiz İstanbul oyunu ile 2010'u karşılayacağız. Her yerde İstanbul'u dile getirmek istiyoruz.
Derdim tiyatro binalarının dışına çıkmak: İstanbul'un bütün meydanlarında, saray avlulularında harekete geçelim istiyorum. Şehir Tiyatrosu'nun her türlü alan için izin alma şansı var.
Aşk-ı Memnu'yu mesela bir yalıda sahneye koyma hedefimiz var. Kimisi sandalla denizden baksın oyuna, kimisi bahçede, kimisi yalıda dolaşsın. Oyuncu oynasın, seyirci kovalasın. Yıllar yılı çerçeve sahnenin içine hapsolduk, artık başka şeyler yapalım. Çileden çıkıyorum neden bu kadar yaratıcılıktan yoksunuz! N'olur değişik bir şeyler yapalım. Mesela bir yakadan öbür yakaya bir sevda hikâyesi anlatalım, bir araya gelemeyişi anlatalım, toplumların bir araya gelemeyişini anlatalım..
Yabancılık çekmedim: Devlet Tiyatroları'nda 31 yıl görev yaptım ve emekli oldum. Tiyatronun temel dertleri her yerde, her kurumda aynı olduğundan burada yabancılık çekmedim. Oyunculuktan yönetmenliğe, yönetmenlikten de yöneticiliğe geçtim.
Sistem oturmuş değil: İBBŞT'de oturması gereken bir sistem var. O oturmadığı sürece çalkantılar, sık görev değişimleri normal. Bir işlem için iki hafta beklediğimiz oluyor.
Yazar adaylarına notlar: Gençlere destek olunmalı deniyor ya, 'sen ne yazarsan yaz, kabul ederiz' dememiz mi bekleniyor acaba? Turan Oflazoğlu gibi bir metin hazırladın da ben yer vermedim mi? Bizler de bu yerlere kolay gelmedik. Gençlikte şöhret merakı var. Kusura bakmasınlar gayretsiz var oluş yok. Mesela şu oyun yazarlığı bölümlerinden çıkanlar olağanüstü yazar oldum sanıyorlar. Böyle yazar olunur mu? Ancak işin tekniğini öğrenmiş olursun. Yazarlık başka bir şey.