Final hikâyesi ile ilgili bilinen çok az şey var. Bu ya Latife konuşmayı reddettiği için ya da Atatürk kendisine konuşma yasağı koyduğu için. Ancak yerli ve yabancı şahitlerin anlattıkları, ortak bir hikâyede birleşiyor.
Bir akşam Köşk'te yerli ve yabancı maslahatgüzarlara bir resepsiyon veriliyor. Atatürk her toplantıda eşine önce şiir okutuyor sonra da piyano çaldırıyor. Türkiye Cumhuriyeti'nin modern yüzünü temsil etmesi açısından Atatürk için önemli bir sahne. Ancak eşiyle yalnız kalamamaktan ve bu içkili toplantılardan muzdarip olan Latife Hanım o akşam piyano çalmayı reddediyor ve bunun üzerine kuzeni Vedat, Atatürk'ün ricasıyla piyano çalıyor. Latife Hanım, Vedat'ı tebrik eden kocasına hışımla çıkışıyor ve "Yanlış çaldı ama buradaki kimse anlamıyor, niye çaldırıyorsun?" diyor. Bunun üzerine Atatürk, "Herkes anlıyor, bir tek siz anlamıyorsunuz" diye mukabele edince Latife Hanım elindeki yelpazeyi hızla avucuna vuruyor ve kanatıyor. Bu harekete sinirlenen Atatürk tokat atmak için elini kaldırıyor. Kendini savunmak isteyen Latife Hanım'ın eli kocasının yüzüne çarpıyor ve avucundaki kan Mustafa Kemal'in yüzüne bulaşıyor. Bu olay komutanların ve diplomatik erkânın önünde gerçekleşiyor. Bunun üzerine Avusturya ve Amerikan elçileri, "Komutanların önünde karısından tokat yedi. Türkiye Cumhuriyeti liderinin karizması çizildi. Her an bir darbe beklenebilir" diye ülkelerine kripto yazıyorlar. Bu olay, karı-kocanın ilişkilerinin hangi noktaya geldiğini gösteriyor. Daha evvel de başkalarının önünde kocasına sert bir şekilde 'Mustafa!' diye hitap eden Latife Hanım bu olayla ilişkinin finaline imzasını atmış bulunuyor.
Bu olayı kaldıramayan Atatürk, yine de bir özeleştiri olarak çevresine "Evlilik benim tabiatımda yoktu, ama bir örnek teşkil etmek için yaptım" demiştir. Örnek olması için yapılan evliliğin ömrü sadece iki buçuk yıl sürmüştür. Latife Hanım'ın annesinin üzüntüyle belirttiği gibi, alafranga başlayan evlilik alaturka bir şekilde sonlanmış, Atatürk evliliği tek taraflı olarak feshetmiştir. Bugün bile tartışmalı olan boşanma şekli için kimileri tek taraflı olduğu için sonlanmamıştır der. Atatürk'ün emriyle, boşanma haberi 5 Ağustos 1925 günü radyodan hükümet bildirisiyle açıklanır.
İzmir'e baba evine gönderilen Latife ile Atatürk bir daha asla görüşmemiş ve Latife Hanım ya aldığı terbiye gereği konuşmamış ya da kendisine kocası tarafından yasak konulmuştur. Her ne sebeple olursa olsun, Latife Hanım'ın hayat hikâyesi aydınlanmaya muhtaçtır ve 77 yıllık hayatı çok daha fazla ilgiyi hak etmektedir.