Fatih Ali Emiri Efendi Kültür Merkezi'nde gerçekleşen etkinliğe katılan İBB Kültür Daire Başkanı Abdurrahman Şen, programı düşünceleriyle bugün Türkiye'yi yönetenleri yoğuran ve yetiştiren büyük ustaları anmak için düzenlediklerini belirterek, "Bugün hala aramızda olan, yaşayan büyük ustalarımız var. Onlara sağlıklarındayken bu nesli yoğurdukları için teşekkür etmek amacıyla 'Bir Nesli Yoğuranlar' program dizisine başladık" dedi.
Panelde konuşan Prof. Dr. Turan Koç da, Sezai Karakoç'u ilk olarak 1966 yılında Kayseri'de aldığı bir kitabı sayesinde tanıdığını, sonrasında Ankara'da tanıştığını dile getirdi.
"Dostun hakkında konuşulmaz, dostla birlikte olunur" diyen Koç, Karakoç hakkında konuşmak yerine, dünyaya onun baktığı yere bakmaya çalışmak gerektiğini söyleyerek, şu değerlendirmeyi yaptı:
"Medeniyetimiz bir süredir bir tutulma dönemine girdi, aşağı yukarı 300 yıldır puslu bir havada yaşıyoruz. 'Kaymaya görsün bir toplumun ayağı' der Karakoç. Ayağımız sürçtü, aydınlık, koca bir medeniyetin ve onun son versiyonu Osmanlı medeniyetinin arkasından karanlık bir dönem geldi. Sezai Karakoç, 'Gün Doğmadan' der, kitabının adıdır ve bu 'gün doğması' terimi bizim kültürümüz ve medeniyetimizde çok önemlidir."
"Türkçe'nin sesini yakalamış büyük bir şairdir"
Koç, şair Karakoç'un şairliği hakkında ise şu değerlendirmede bulundu:
"Sezai Karakoç, sesimizin, soluğumuzun ve şiirimizin olmadığı bir dönemde yazdığı Çatı şiirinde 'Kaç aç varsa hepsi ben, kaç hasta varsa hepsi ben, kaç liman önlerinde dönen, işsiz hamal hepsi ben' diyerek sesini gümbür gümbür bize duyurmuş, Türkçe'nin sesini yakalamış büyük bir şairdir."