Gece hayatının tapınağından, sözde batıya açılan o "kapı gıcırtısından" Doğuya, ana kucağına, Eminönü'ne ricat edince başka maceralarım oldu. Yeni olaylara doğru yelken açtım.
Ana karakter Kadir, Tanzimat'tan bu yana Batılılaşmanın merkezi olan Beyoğlu'ndan bu cümlelerle yüz çevirir. Beyoğlu'nun zevk ve sefa hayatından kurtulan Kadir, kayıp çocukların, evden kaçanların, esnafı dolandıranların peşine düşen ve her peşine düştüğünü bulan güvenilir bir dedektif olur. Dedektif Kadir, Sosyoloji bölümü son sınıf öğrencisi Balgın'ı içine düştüğü Beyoğlu bataklığından kurtarmak için işe koyulur. Cânice işlenen cinayetle Balgın'ı kaybeder ve onu kurtarmayı başaramaz. Dedektif cinayetin üzerindeki sır perdesini kaldırmak için uzun süre çabalar. Neyzen ve Dev Mor, bu süreçte Kadir'i destekleyen önemli karakterlerdir. Aralarındaki dostluk birbirlerini bütünleyen derin bir dostluktur. Bu sayede karakter psikolojik olarak güçlü kalmayı başarır.
Cem Sancar'ın yeni kitabı: Asmalımescit'te Cinayet
Beyoğlu argosu, gençlik dili, sokak dili, enteller arasındaki dil, Eminönü esnaf dili bunlardandır. Kanka, baba, birader, reis, muhterem, ihvan gibi; diğer insanlardan farklılık yaratmaya çalışan bu konuşma tarzları eserde canlılığı sağlar. Tasavvufi kelimeler özellikle Neyzen karakterinde halk sadeliğiyle ortaya çıkar.
Romanda yer verilen şiirsel ve akıcı üslûp okuyucunun metinden aldığı tadı artırmaktadır. Haliç, alimünyum bir tepsi gibi uzanıyordu. Motorlu sandalla karşıdan karşıya geçen Kadir'in önünde mehtapta parlayan Haliç suları vardır. Galata'nın çatıları bir gecede saçlarını beyazlatmıştı. Bir gecede karın kapladığı beyaz çatılar sıkıntılara kederlere ortak olur. Alevinde İstanbul nasırlı elleriyle sırtımı sıvazladı. Bir hayat okulu olan İstanbul'da yaşamın zorlukları, güçlükler 'nasırlı eller' ifadesiyle canlandırılır. Adalara kadar serilmişti İstanbul. Işıktan kolyesini takmış sahile uzanmıştı. Kim bilir, ne sırlar gizliyordu şu şatafatının altında? İstanbul'un gece ışık hülyaları içindeki güzelliklerinin yanında, çeşitli sırları da gizlediğini vurgular. Cinayetin arkasında bulunan sır perdesine de atıf vardır. Buna benzer anlatımların bol olduğu eserde üslûp oldukça samimi ve canlıdır.
Asmalımescit'te Cinayet romanı sağlam kurgusu ve anlatımıyla başarılı bir roman hüviyetinde. Dil enikonu samimi, canlı, sade ve aynı zamanda kurgu olarak her çevreden okuyucunun ilgisini çekebilecek olaylara yer veren roman, bize bizi anlatmakta; insan ilişkilerini ve günümüz insanının ruhsal ve maddi problemlerini büyük bir ustalıkla işlemektedir.
Stendhal "Roman sokağa tutulan aynadır demişti." demişti. Cem Sancar'ın samimiyetiyle parlattığı bu ayna İstanbul'un sokaklarında bundan böyle bize eşlik edecek. Bir gerçek var ki roman bittiğinde insan, bu romanı okumuş olmanın bilinciyle, kitapta anlatılan İstanbul'u, o insan manzaralarını tekrar görmek istiyor.
Kültürel iktidar meselelerinin çokça tartışıldığı bugünlerde, kim bilir belki de kendimizi ve şehri yeniden keşfetmede Asmalımescit'te Cinayet ve Cem Sancar bize arkadaş olur…