İlk kitabı
Kinyas ve Kayra'yı yazdığı günden bu yana Türk romanının gözde yazarlarından biri olan, son olarak da tiyatro oyununa uyadladığı
Malafa eseriyle konuşulan Hakan Günday yeni kitabının heyecanı içinde. Günday'ın yeni kitabı
Az, salı günü okurlarıyla buluşacak. Günday'la
Az'ı, kitaptaki çocukları, Türk romancılığını ve romanda sürpriz bir şekilde karşımıza çıkan Oğuz Atay'ı konuştuk.
- Ne zaman başladınız Az'a?
- Yaklaşık bir yıldır düşündüğüm bir konuydu. Oturup yazmam ise bir iki ay sürdü.
- Karakterleri nasıl oluşturdunuz? - Mutlaka çocuklardan bahsetmek istiyordum. Özellikle çevreleri tarafından dört duvar arasında bırakılmış çocuklardan... Duvarlar öylesine sağlam ki, o duvarları yıkmak ya da gitmek gibi bir düşünce akıllarına bile gelmiyor. Çünkü başka şansa sahip olmadıkları bir hayat yaşıyorlar.
- Kitaptaki iki karaterle 11 yaşındayken tanışıyoruz, sonra 16'larına geliyorlar.
- Çocukluk ve ergenliğin başladığı yaşlar önemli dönüm noktaları. Kitaptaki karakterler de 11 yaşında maruz bırakılan, 16 yaşında ise maruz bırakan rolünde. O beş sene öyle bir geçmiş ki, ikisi de dönüşmüşler. Hayattan ne aldılarsa misliyle geri vermek istiyorlar.
- Ergenlik üzerine de söyleyecekleriniz var...
- Her şeyi sorgulama ve her şeyden şüphe etme duygusu insan hayatında çok kısa bir döneme denk geliyor. Çünkü içine doğduğunuz toplum, bütün düzen, bütün düzenek kesinlik üzerine kurulu. Bu kesinlik de hiçbir şüpheyi kaldırmıyor.
- Türk romancılığını nasıl buluyorsunuz?
- Çeşitlenme var romancılıkta. Çeşitlenme o kadar önemli ki, o olmazsa ilerleme olmaz. Aslında sanatla ilgili her şey, özünde anonimdir. Çünkü aslolan düşünceler ve hayaller. Bu öyle bir dünya. Kimin ne yaptığının bir önem yok. Önemli olan o düşünceler ve hayalleri alıp, üzerine bir şeyler ekleyip daha yükseğe çıkarmak. Çeşitlenme bunu sağlıyor.
Atay'ı hissetmeden cümle kurulamaz
- Oğuz Atay sizin için ne ifade ediyor?
- Oğuz Atay'ın edebiyatını hissetmeden, Türkçe bir metin yazmak pek mümkün değil benim için. Çünkü Türkçe'yi öyle bir kullanıyor ki, yazılamayacak olanı yazıyor. Üstelik yazdıkları kırılganlıkla, açık bir yara olarak dolaşmakla ilintili olduğundan bu romandaki tek iyi şey Oğuz Atay. O, iki karakterin de aradığı masumiyet.
'Piç' sinemaya uyarlanıyor
Eserlerinizin sinemaya uyarlanmasını ister misiniz?
- Konuşmalar, görüşmeler yapıyoruz.
Piç ile ilgili bir çalışma var. Senaryo aşamasında ama ben yazmıyorum. O ayrı bir meslek, ayrı bir iş. Ümit Ünal senaryolaştırıyor. Filmin yönetmenliğini ise Selim Demirdelen yapacak.
FIRAT KARADENİZ / SABAH