ROCK KONSERİ GİBİ
Fazlasıyla kadın hayranınız var. Göğüslerine imza atmanızı isteyen hayranlarınız da çıkıyor mu ya da sahneye külot fırlatan... Yoksa daha ağır bir müzik yaptığınız ve smokinlerle, takımlarla sahneye çıktığınız için daha mı ölçülüler?
Gerçekten çok tatlı hayranlarımız var. Bazıları çok sadıklar. Bizi turnelerimizde takip edenler var. Biz de öyle ciddi insanlar değiliz zaten, çok da klasik müzikçiler gibi olduğumuz söylenemez. Sahnede de izlediniz bizi, çok eğleniriz konserlerimizde. Bizimki klasik müzik konserinden çok, aslında bir rock konserine benzer.
Tamam da nasıl hayranlar bunlar? Neler yaparlar size, ne isterler sizden?
Hediyeler, çicekler getiriyorlar çoğunlukla ama dediğiniz gibi sahneye iç çamaşırı atan hayranlarımız da var.
IL DIVO'NUN PRAG KONSERİNDEN NOTLAR
Il Divo, konser öncesi hayranlarıyla kuliste fotoğraf çektiriyor ve hepsine birer gül veriyor.
Kulis önü kuyruk çok uzun. Genellikle orta yaş üstü kadınlar, fazlasıyla süslü, hatta tuvalet giymiş genç kızlar heyecanla bekliyor. Tanışıp da çıkanlar arasında gözleri dolanlar da var.
HEPSİ BİRBİRİNDEN ÇOK FARKLI
Sahneleri bol orkestralı, bol ışık oyunlu hatta alevli yani etkileyici. Söylemeye gerek yok; sesler muhteşem. Parçalar genellikle ağır ama 'Unberak My Heart', 'My Way' gibi bildik tınılar çokça.
Carlos'un sahnedeki, başta sempatik gelen 'Ladies' konuşmaları, sık sık tekrarlanınca insana "Ay, tamam, bir sevgilin yok ama böyle gidersen de olmayacak valla" dedirtiyor.
Daha gürültülü, hareketli, esprili olan Carlos, grubun İspanyolu olduğunu hemen belli ediyor. David ise tam bir Amerikan genci. Uzun boyu, kibar esprileri, komik jestleriyle bir Hollywood filminden fırlamış gibi. İsviçreli Urs ise grubun diğer elemanlarına göre fazlasıyla sessiz ve hareketsiz. Ama bildiğim kadarıyla en beğenilen de o. Genellikle şarkıların girişlerini üstlenen Sebastien ise sahnede sohbeti ve duruşu ile çok karizmatik ancak grubun popçusu olmasına rağmen daha klasikçi havasında.
ARALARINDA METALCİ VAR
İsviçreli Urs; Il Divo öncesi bir heavy metal grubunda yer alıyormuş. Ayrıca tam bir motosiklet tutkunu. Turnelerde rahatlamak için Harley Davidson kiralayıp bütün gün dolaştığı oluyormuş. Ekibin makyaj uzmanı Tania Rodney ile birlikte olan Urs, kadın hayranlarının gecenin olmadık saatinde aramalarından ise çok rahatsız.
Sebastien'in de ilginç bir özelliği var: Yastığı olmadan hiçbir yere gitmiyor.
KONSANTRE BİR PRAG TURU
Prag mı? Biz sadece 1 gün ama konsantre bir turla görebildik. Sonuç: Sadece, aniden karşınıza çıkan meydanlar ve görkemli katedralleri görmek için bile gidilebilir. Oranın 'Sultanahmet'i de Charles Köprüsü ve Aziz Vitus Katedrali ile çevresi. Bu arada her köşede karşınıza çıkan kristal likör ve shot bardaklarına hayran kalacaksınız. Zaten Prag cam ve kukla cenneti olarak biliniyor. Dönüşte de sevdiklerinize, yerel içkileri, Bekarovka isimli likörden alabilirsiniz. Ancak uyaralım; her dükkanda fiyatı farklı ve dutyfree'de çok daha ucuz.
İSTANBUL'U GÖRMEK İÇİN MERAKTAN ÇATLIYORUM
Daha önce tek başına ya da grup olarak hiç İstanbul'a geldiniz mi? Evet, ben bir kez, çok kısa bir süre için de olsa İstanbul'da bulundum. Özel bir durum için gelmiştim, o yüzden hiç bir yeri göremedim. Ancak giden arkadaşlarım var ve inanılmaz güzel şeyler anlatıyorlar. Görmek için meraktan çatlıyorum. Bir de bizim Türkiye'den birçok hayranımız var, turnelerimize gelenler oluyor. Gerçekten çok heyecanlıyım, hatta bir gün kendime tatil ilan edip deniz turu yapmak, şehri gezmek, lokum yemek, az da olsa kültürünüzü tanımak istiyorum.