Radyocu, oyuncu, sunucu ve stand-up'çı Yunus Günçe; şu sıralar Fog TV'de yayınlanan 'Medyalama' programı ile izleyici ile buluşuyor. Günçe; Touch İstanbul dergisinden Tolga Akyıldız'a hem kariyerini, hem de yaşadığı İstanbul'u anlattı.
İstanbul'da hangi semtlerde oturdunuz?
Biz 'Almancıyız' ama eminim Almanya'dan kesin dönüş yapıp da kirada oturmuş tek aile biziz. Etiler'de oturduk. Oturduğumuz semtleri benim okullarım belirledi. Sonra karşıya geçtik; Küçükyalı, İdealtepe... Anne tarafına yakın olsun diye. Yalnız yaşamaya da Fulya'da başladım derken; Kavacık, Tuzla, Çekmeköy... Şimdi Cihangir'de oturuyorum.
KOCA ÜLKE BU ŞEHRİN SIRTINDA
Sizi en sık nerelerde görebiliriz? Müdavim misinizdir?
Esnaf lokantalarını severim ben. Ev yemeklerini kovalarım. Taksicilerin yediği yerleri bulurum. Kır pidesi ararım... Bu aralar en sık Urban Bug'a gidiyorum. Bazen DJ'lik yaptığım da oluyor! Sigara içilmeyen mekanlar daha cazip benim için. Elektronik ve rock müzik çalan yerler tercihimdir.
Sizce İstanbul değişiyor mu? Örneğin başka bir Beyoğlu'nu mu yaşayacağız bundan sonra?
Beyoğlu'nun tarihiyle bağı çok önce koptu. Kim oturuyordu önceleri oralarda? Şimdi kim oturuyor? Sembol mekanlar keşke kalsaydı ama sahip çıkmamız gereken şeylere sahip çıkmayı bırakalı çok oldu. Şimdi ağlamanın manası yok. Sosyal medya aktivizmi diye bir şey olmaz. "Meydan'da buluşalım, Galatasaray Lisesi'ne kadar yürüyelim, bildirimizi okuyalım, iki ıslak hamburger yiyip dağılalım"... Bizim sivil toplum algımız bu kadar; yalandan. Herkes düzeltmeye kendinden başlasın. Bazı tepkilerimizi; moda, genel trendler belirliyor. Ben de en çok buna üzülüyorum. Belki de İstanbul başımıza gelen en kötü şey... Sırtımızı dayamışız; o taşımış bizi... Koca bir ülke, bu şehrin sırtında!
O zaman İstanbul'un en büyük sorunu biziz...
Evet, öyle! İstanbul'un trafik sorunu yok. İstanbul'un bir şoför sorunu var. Burada kaos var. Neden? Çünkü trafikte çok Türk var! Toplu taşıma ayıp sanki. Bütün arabalar tek kişilik. Müthiş bir bencillik!
Problem şehrin genlerinde mi?
Şimdi müdahale etsek; sonuçlarını 200 sene sonra alırız. O da belki! İstanbul bir müteahhit şehri. Betondan yapılma çadır dolu her yer. Çirkin, estetikten yoksun yapılarla çevriliyiz. Bana İstanbul'da, Bizans veya Osmanlı mirası olmayan; 'modern Türkiye'ye' ait, dünya mimari haritasında yeri olan, kaç tane bina (eser) gösterebilirsin? Çok acil, 'Başka İstanbul yok!' temalı büyük bir kampanya lazım bize.
KANADA'YA YERLEŞECEĞİM
Hangi konularda mesela? Geri dönüşüm, engellilerin hayatı... Saymakla bitmez ki! Bu kadar zor mu çöplerimizi, atıklarımızı ayrıştırmak? Medeni olmak isteyen ne yapsın bu durumda? Hepimiz bulduğumuz yerde mangal mı yapalım? Engelliler sokağa çıkmasın mı? Çıksalar ne yapacaklar?
İstanbul dışında bir şehirde yaşayacak olsanız neresi olurdu?
New York Times'ın araştırmasına göre; dünyanın yaşanılabilir şehirler listesinde İstanbul 236'ncı! Listenin ilk 10'unda üç Kanada şehri var. Benim biraz New York'ta yaşamam lazım. Sonra da Kanada'da bir kasabaya yerleşeceğim. Bu trafikte filan kaybettiğim aklımı, zamanımı bir şekilde geri almam lazım.
İstanbul'da beğendiğiniz bir eser yok mu hiç?
Elbette, Sapphire! İnan, böyle demek isterdim ama şaka yapıyorum. Sarayburnu; eski İstanbul. Gerçek İstanbul'a dair her tür eser...
İstanbul sokaklarında dolaşsanız nereye gidersiniz?
İstanbul, turist olsaydım beni çok etkilerdi ama değilim. Arka sokaklardan Galata'ya gider gelirim.
