Altı yıldır Fox TV'de 'Su Gibi' adlı evlilik programını sunan Uğur Arslan, şimdi de 'Aşkın Kanununu Yazsam Yeniden' adında bir kitap yazdı. Kadın-erkek ilişkileri hakkındaki gözlemlerini, istatistiki veriler ve eğlenceli taktikler eşliğinde bir araya getiren Arslan, yeni projesini GÜNAYDIN'a anlattı.
Kadın-erkek ilişkileri hakkında bir kitap yazmanızda; altı yıldır evlilik programı yapmanızın katkısı var mı?
Programda; her sosyo- kültürel ve ekonomik seviyeden kadın-erkek ilişkilerini gözlemledim. Onların duygularına tanıklık ettim. Bu kişisel gözlemlerim, kitabımın hareket noktası oldu. Fakat kitapta, sadece programda edindiğim kişisel tespitlerim yer almıyor. Kitapta birçok araştırma kurumunun istatistiki verileri, uzman görüşleri ve dünyada ilişkilerle ilgili yapılan anketlerin verileri de var. Kitabım hem ciddi, hem de eğlenceli bir ilişki kılavuzu.
NİTELİKLİ BİR İLİŞKİ REHBERİ
Okuyucu kitabı neden almalı?
Kitabı alanlar; bir ilişkileri varsa, bu ilişkiyi daha sağlıklı yürütmenin formülünü bulacaktır. İlişkisi yoksa da, alternatifler arasında kendisi için doğru olanı daha kolay anlayacak. Bu konuda son derece iddialıyım; bu nitelikli bir ilişki rehberi. Bu kitabı okuduktan sonra Türkiye'deki boşanma oranlarının neden yükseldiğini ve ayrılıklarda neden saygının kaybedildiğini anlayacaksınız.
Sizi yıllardır yardım projelerinin içinde görüyoruz; 'Deniz Feneri' ve 'Benzemez Kimse Sana' gibi... Şimdi de insanlara aşk hayatlarını düzeltmelerine yarayacak bilgiler sunuyorsunuz.
Amacım birilerine yardım etmek değil, onlara fayda sağlamak. İlişkilerinde sürekli hata yapan ve mutsuz olanlara, sahip olduğum bilgilerin faydalı olabileceğine inandım. Mutlu bir ilişki için şeytanın bacağını bir türlü kıramayanların balyozu olacaktır bu kitap.
Peki, önerilerinizin ters tepme ihtimali yok mu?
Doktorlar; en kolay ameliyata girerken bile, küçük de olsa bir risk bulunduğunu hastaya hatırlatır. Ben kadın-erkek ilişkilerine de tıbbi bir vaka olarak bakıyorum. En kolay tanışmalarda bile her zaman risk vardır. Ancak benim kitabımdaki önerilerin hepsi zararsız, ters tepme ihtimali olmayan, her bünyeye uygun, sağlıklı ve organik taktikler. Mesela, 'Aldatıldığınızı nasıl anlarsınız?' konusunu yazarken; yapılması gerekenlerden çok, yapılmaması gerekenleri anlattım. Aldatıldığını düşünen kişi; eşinin cep telefonunu karıştırmaya, onun peşine adam takmaya başladıysa; belki aldatıldığını öğrenebilir ama haklıyken suçlu duruma düşer.
AİLENİN ONAYINI ALMAK ŞART
Kitabınızdaki öneriler evrensel mi, yoksa Türk insanı için mi?
Duygular evrenseldir. Aşk, her yerde aşktır. Herkes aşık olmayı biliyor ama ilişki konusunda tıkanıyor. Mesela karşınıza Kenan İmirzalıoğlu gibi biri çıktı; vuruldunuz. Evrensel aşk duygusu devreye girdi. Bu adama yaklaştığınızda ise, kimyasal faktör devreye girer. Eğer adam kötü kokuyorsa, o evrensel duygu geldiği yere geri döner! İlişkiler evrensel duyularla başlar ama toplumsal faktörlerle şekillenir. Türkiye'de ilişkiyi sağlıklı yaşayabilmek için aile onayı almak şart. Ülkemizde, ailenin ve toplumun onaylamadığı ilişkilerin ömrü, uzun değildir.
Daha önce kızlarla pek haşır neşir olmadığınızı söylemiştiniz. Bu tespitlere nasıl ulaştınız?
Çok tecrübeli olmadığım için fazla gözlem yaptığımı söyleyemem. İlişki kitabı yazmak için çok ilişki yaşamaya gerek yok. Zaten, birlikte olduğum kadınlardan hareket ederek bir kitap yazmayı kabul etmezdim; çok sığ ve sakil olurdu.
ERKEK İLK GÖRÜŞMEDE KADININ FİZİĞİNE BAKAR
Kadınları iyi tanıdığınızı söyleyebilir misiniz?
Kadınları ya da erkekleri iyi tanımak; matematik öğrenmek gibi değildir ki! İnsanlar değişir; hiç kimse kendini bile çok iyi tanıdığını iddia edemez. Evlilik programlarındaki "Elektrik alamadım" cümlesinin alt metninde ne vardır? İlişkilerin başlama noktası; fiziksel çekimdir. Karşınızdaki insan tüm beklentilerinizi karşılasa bile arada fiziksel çekim yoksa, bir adım bile yol alınmaz. "Elektrik alamadım" lafının altında yatan budur. Kadın ilk buluşmada erkeğin dişlerine, gülümsemesine, ellerine dikkat eder. Erkek ise kadının fiziğine, yüzüne, gözlerine bakar.
KİTAPTAN RENKLİ VE İLGİNÇ ANEKDOTLAR
Kadın parfümlerinin içinde; erkeklerin cinsel dürtülerini kışkırtan tarçın, vanilya gibi afrodizyak etkileri olan baharatlar kullanılıyor.
Telefon numarası isteyen ve ilk aramayı yapan kadınlar; aşk köprüsünü henüz kurulmamışken, temelinden sarsıp yıkmaya başlamış olur.
Kadınlar sadece ilk yemekte değil, flört dönemindeki her buluşmada hesabı erkeğin ödemesini bekler. Adisyonu kitap okur gibi inceleyen ve garsonla hesap yapan erkeklerin hiç şansı yoktur!
Kadınların yüzde 37'si, erkeklerin de yüzde 36'sı sevgililerinin mesajlarını gizlice okumaktan çekinmiyor.
Çiftlerin yüzde 98'i, eski sevgilinin adını bile duymaya tahammül edemiyor.
Alışveriş ve lüks düşkünü hanımların nikah masasına oturma şansları az!
EŞİMİN TELEFONUNU ASLA KARIŞTIRMAM!
"Ben asla eşimin özel eşyalarını karıştırmam, cep telefonuna bakmam. Bu, büyük bir saygısızlık. Sürekli şüphe halinde olmak, sağlıklı bir ruh hali değil. Cep telefonları çıktığından beri ilişkilerin ömrünün kısalması tesadüf değil. Eşimle şeffaf bir ilişkimiz var. Merak ettiğim zaman ararım ve bunu ona söylerim. Laf arasında nerede olduğunu öğrenmeye çalışmam."
