Şu an 30'lu ve 40'lı yaşlarını yaşayan kadınlar için 'Sex and the City', hayatlarının en unutulmaz yapımlarından biridir. Bu dizinin ana karakteri 'Carrie Bradshaw' bu nesil için; aşkı, iş hayatını, modayı ve seksi paylaştığı yakın bir arkadaştan farksız. 'Carrie'nin hayatını düzene koyma çabaları, yaşadığı olaylar, verdiği tepkiler; bu nesil için neredeyse bir çeşit yol gösterici görevi gördü.
ALTIN YUMURTLAYAN TAVUK
İlki 1998 yılında yayınlanan ve 2004'e kadar televizyon tarihinin en çok izlenen dizilerinden biri olan 'Sex and the City'nin karakterlerinin maceralarının yer aldığı 2008 yapımı 'Sex and the City' ve 2010 yapımı 'Sex and the City 2' filmleri de; ilgiyle takip edilen bu dizinin, daha genç bir seyirci kitlesine de ulaşmasını sağladı. Filmin sonunda; Sarah Jessica Parker'ın canlandırdığı 'Carrie' hem kariyerinde, hem de özel hayatında mutluluğu yakalamayı başardı. Ancak yapımcıların, 'altın yumurtlayan' karakterleri 'Carrie'yi ortadan kaldırmaya pek de niyeti yoktu. Yapımcılar; hem orta yaşlardaki 'Carrie' hayranlarını, hem de yaşları nedeniyle ancak film serisine yetişebilen genç izleyicileri ekran başına çekmek için yeni bir projenin peşine düştü.
'CARRIE' LİSELİ OLURSA!
CNBC-e kanalında 12 Şubat'ta yayınlanmaya başlayan 'The Carrie Diaries' projesi de bu düşünceden yola çıktı. Bu yeni dizi; 'Carrie'nin, 16 yaşında lise öğrencisi halini gözler önüne seriyor. Efsaneyi ancak iki filmle takip edebilme şansı yakalayan yeni nesil de bu yeni diziyle 'Carrie'nin aşk ve modayla tanışma hikayesine şahitlik edecek.
AŞK VE ARKADAŞLIK HER ZAMAN ÖNEMLİ
Yeni dizide 'Carrie'yi Anna- Sophia Robb canlandırıyor. 1993 doğumlu oyuncu, kendi yaş grubundakiler gibi ancak 'Sex and the City'nin iki filmini izlemiş ancak 'Carrie' karakterine ve bu karaktere 2004 yılından bu yana hayat veren Sarah Jessica Parker'a hayran. Robb; 'The Carrie Diaries'de yer almadan önce, eski dizinin tüm sezonlarını ve filmlerini izlemiş. Robb, kendisinin canlandırdığı genç 'Carrie' ile Sarah Jessica Parker'ın canlandırdığı orta yaşlarına ilerleyen 'Carrie'yi şöyle karşılaştırıyor: n Genç 'Carrie'nin modaya olan düşkünlüğünü; daha dizinin ilk bölümünde, annesinin dolabını izlediği sahnede görebiliyorsunuz. n Yazar olma ve moda endüstrisi içinde yer alma isteğini henüz lise yıllarında bile net bir şekilde ortaya koyuyor. Zaten staj yapma arzusu da bundan doğuyor. n Arkadaşları her zaman önemli. Her zaman kendisine, güvendiği bir arkadaş çemberi kuruyor. n Aşk, 'Carrie' için hep mühim. Tabii ki lisede 'Mr. Big' gibi bir erkeğin peşinden gitmesi beklenemez. Çapkın ve seksi lise öğrencisi 'Sebastian' onun aklını alıyor.