Uzun yıllar önce mankenliği bırakan Demet Kutluay; Mercedes- Benz Fashion Week İstanbul'a katılan modacılardan Begüm Salihoğlu'nun yeni koleksiyonu için verdiği pozlarla karşımıza çıktı. Düzgün fiziğiyle genç modellere taş çıkaran Kutluay ile Nişantaşı Room'da bir araya geldik. Türk modacıların tasarımlarıyla GÜNAYDIN'a poz veren Kutluay, özel yaşamıyla ilgili açıklamalar da yaptı:
Çok güzel bir zamanda modellik yapmışım ben. Bir defileden diğerine koşuyordum. O dönemdeki model arkadaşlarımla beraber büyüdüm. Şimdi hepimizin çocukları var.
'Türkiye Güzeli' seçildiğimde 17 yaşındaydım. 24 yaşında İbrahim'le (Kutluay) Yunanistan'a yerleştim. İşimi dolu dolu yaptım ve güzel bir yerde bıraktım. Şu anda moda sektörü, benim bıraktığım yerde değil. Eskiden firmalar yılın belli dönemlerinde defile yapardı; şimdi öyle bir sistem yok.
MODELLİĞİ ÖZLEMİYORUM
Çok şükür, artık İstanbul'un da bir moda haftası var. Fakat mankenler sadece moda haftasına çıkmakla karnını doyuramaz. O nedenle de dizilere kaydılar...
Modellik yaptığım günleri özlemiyorum. Şu anki yaşamıma baktığımda; hayatımın hiçbir dönemini özlemiyorum. Şimdiki mutluluğumu, çocuklarımı, ailemi hiçbir şeye değişmem.
Yeni nesil mankenlerden Didem Soydan'ı beğeniyorum. Çok karizmatik biri. Bazıları podyum için yaratılır; Didem de onlardan biri.
Kızım İrem ilkokula başladı. Sabah 07.00'de onunla güne başlıyorum. İrem 08.00'de servise biniyor. Sonraki bir saat oğlum Ömer ile ilgileniyorum. Sonra o okula gidiyor, ben de spora gidiyorum. Saat 16.30'da İrem ve Ömer okuldan geliyor; benim mesaim yeniden başlıyor. İyi bir anne olduğumu düşünüyorum; mütevazı olmayacağım.
GENELDE MAKYAJ YAPMAM
İrem, babasına olan hayranlığından dolayı basketbol şortları giyiyordu. Şimdi yavaş yavaş elbise ve etek giymeye başladı. İbrahim de giyim konusunda çok özenlidir. Ben sadece davetlerde şık giyinirim, genelde ise spor bir tarzım var.
Alışveriş tutkum yok ama bir mağazaya girdiğimde, çocuklarıma bir şey almadan çıkamıyorum.
Her sezon ihtiyacım olan şeyleri kafamda belirliyorum. Kaliteyi seviyorum ama ucuz yerlerden de kıyafet alıyorum. Hatta bazı ucuz tişörtler daha iyi çıkıyor! Gösteriş için hiçbir şey almam.
Cilt temizliğime özen gösteriyorum. Eskiden çekimlerde nasıl her gün makyajlı dolaşırdık, bilemiyorum. Günlük hayatta hiç makyaj yapmam, basit ve doğal içerikli ürünler kullanırım.
HER GÜN PASTA BÖREK YEMİYORUM
Fiziğimi korumak
için yeme-içme düzenime dikkat ediyorum. Sadece belli dönemlerde yapılan sporun vücuda bir faydası yok. Bunu hayat tarzı haline getirirsek faydasını görebiliriz. Ben sağlıklı ve güzel yaşadığıma inanıyorum. Özel hoca eşliğinde haftada iki gün yoga, üç gün de fitness yapıyorum. Beslenme programımı ise diyetisyen Selahattin Dönmez ayarlıyor. Ömer doğduğundan beri, son dört yıldır kendisiyle çalışıyoruz.
ŞANSLI GENLERİM VAR
Aslında her şeyi yiyorum; sadece neyi, ne zaman yiyeceğimi iyi biliyorum. Mesela her gün pasta-börek yemiyorum. Sadece haftanın bir-iki günü kek, börek, tatlı; canım ne istiyorsa yiyorum. Diğer günler çok düzenli spor yapıyorum. Yurt dışına tatile bile gitsek, düzenli olarak kardiyo yapıyorum.
Genetik olarak şanslıyım. Diyete ve spora kolay cevap veren bir vücudum var. Bir haftalık tatilde üç-dört kilo alabiliyorum. Diğer yandan; 20 kiloluk doğum fazlalığını bir ayda verebiliyorum.
MUTLU OLMANIN BEDELİNİ ÖDÜYORUM
Eşimle hakkımızda çıkan boşanma haberlerinin sebebini bilmiyorum. Bu konuda diyebileceğim bir şey yok; çünkü ortada hiçbir şey yok! Keşke böyle haberler çıkmasa ama çıkıyorsa da bu konuda ekstra bir çaba sarfetmeyeceğiz. Biz evimizde, çocuklarımızla çok mutluyuz. İnşallah hep böyle devam eder. Bu haberleri okuduğumda pek bir şey hissetmiyorum. Buna, ünlü ve mutlu olmanın bedeli diyebiliriz sanırım. O kadar mutluyum ki; bu bedeli de ödeyeyim. Biz bunlara takılmıyoruz.
