Kaya Çilingiroğlu 7'den 70'e tüm Türkiye'nin yakından tanıdığı bir isim. Doktor bir anne-babanın oğlu, ünlü bir sanatçının eşi oldu. Şimdilerde ise yorumcu olarak yer aldığı 'Telegol' programıyla adından söz ettiren Kaya Çilingiroğlu, kendisiyle ilgili merak edilenleri anlattı...
ÜÇ SAAT SPOR YAPARIM
Kaya Çilingiroğlu kimdir? Sizi bir de sizden dinleyebilir miyiz?
Kendim hakkında pek reklam yapmayı sevmem ama Kaya Çilingiroğlu herkes tarafından bilinen biri. 'En önemli özelliğiniz nedir?' derseniz, dürüstlük ve dostluk derim. Mesela ne olursa olsun; herkesin kötü gününde yardım için koşmaya çalışırım.
Futbola nasıl başladınız?
Çok kısa bir süre İstanbulspor'da oynadım. Sonra 17 yaşımda başıma bir hadise geldi ve futboldan uzaklaştım. O dönemin şartlarına göre rahat bir çocuktum. Eskişehirspor'dan birkaç kez teklif geldi; zorlanacağımı düşündüğüm için kabul etmedim.
Futbol oynamayı bıraktığınız için pişmanlık duyuyor musunuz?
Aslında o dönemler futbola karşı bir yeteneğim vardı ama peşinden gitmedim. Ardıma bakıp "keşke" demeyi sevmem ama oynasaydım daha iyi olurdu diye düşünüyorum. Çünkü ben bugün bile üç saat spor yapan bir insanım. Fakat o dönemde tıp fakültesinde okuyordum ve eğitimimin yanında profesyonel futbol oynamak biraz zor olacaktı. Uzun yıllar spor yazarlığı yaptım. Zaman zaman televizyon programlarına da konuk oluyordum ama beni program yapmaya iki sene önce Serhat Ulueren ikna etti.
'Telegol' programında ciddi bir izleyici kitleniz var. Bunu neye bağlıyorsunuz?
Ne biliyorsam, ne düşünüyorsam saklamadan konuşurum. Taraf yanıma rağmen fanatik değilimdir. Koyu bir Beşiktaş taraftarı olmama ve senelerce tribünlere gidip gelmeme rağmen Beşiktaş'ı en çok ben eleştiririm. Bana, "Takımına destek ol! Neden bu kadar eleştiriyorsun?" diyorlar. Beşiktaş, olması gerektiği yere gelene kadar da eleştireceğim. Bunun yanında Fenerbahçe'yi, Galatasaray'ı da övebiliyorum. Sporun her dalı hakkında konuşmayı seviyorum.
GOLFÜ DAHA ÇOK SEVERİM
Golf sporuna olan özel ilginiz nereden geliyor? Sizin için golf, futboldan önce gelir diyebilir miyiz?
Tabii ki, golf benim için futboldan önce geliyor. Golf; ilk başlarda bana durağan bir spor dalı gibi geldi. Fakat başladıktan sonra benim için bir yaşam stili oldu. Türkiye'de insanların futbola olan bakış açısından rahatsızım. Türkiye'de futbolla alakası olmayan adamlar futbolu idare etmeye çalışıyor.
(Kehkeşan dergisi)
HAKEMLER ÇOK DÜRÜSTLER
Hemen hemen her maçta hakemlerden şikayet ediliyor. Türk hakemleri ile maçların kaderi arasındaki bağ hakkında neler söylersiniz?
Ben hakemleri yakından tanıma fırsatına sahip olduğum için, şunu samimiyetle söyleyebilirim ki, hakemler aslında Türk futbolunun en dürüst bireyleri. Fakat hakemleri, doğru bildiklerini söyleyemez hale getirdiler. Baktığınız zaman hakemler, federasyon için çalışıyor fakat federasyon kendi bireylerine sahip çıkmıyor.
ORTADA HAKEM KALMADI
Hakem hata yapıyor diye burunlarından getiriyorlar. Programda biz pozisyonları defalarca seyretmemize rağmen Erman Hoca'nın penaltı dediğine ben penaltı değil diyebiliyorum. Hakemlerin ise karar vermek için sadece saliseleri var. Şu an Fenerbahçe ve Galatasaray'ın maçlarını yönetecek hakem kalmadı çünkü hiçbir hakemi istemiyorlar.
TİCARET BENİM HAYALİMDİ
Tıp fakültesinde okurken dördüncü sınıfta okulu bıraktınız. Hayallerinizin peşinden gittiğinizi söyleyebilir miyiz?
En büyük hayallerimden biri Formula 1 kullanmaktı. Fakat öyle bir kere kullanmak değil, eğitimini almak istiyorum. İkinci büyük hayalim, bir savaş uçağına binmek, üçüncüsü de America Cup yelken yarışlarına katılmak.... Fakat hayalinizde hangi meslek vardı derseniz, ben hep ticaretle uğraşmak istiyordum. Babamı üzmemek için tıp yazdım, kazanacağımı da hiç zannetmiyordum. Kazandım ama dördüncü sınıfta bıraktım. Hayalimde hep ticaret vardı ve ticarete atıldım.
DÖNEM DİZİLERİNİ SEVEREK İZLERİM
Televizyonda neler izliyorsunuz?
Aklınıza gelebilecek her türlü diziyi seyrediyorum hatta film dükkanları bana DVD yetiştiremiyor. Dönem dizilerini takip etmeyi seviyorum ama kötü bir televizyon izleyicisiyim. 'Avrupa Yakası'nı çok beğeniyordum, yazık oldu. Programlarda İlber Ortaylı'nın söyleşilerini izliyorum.
