Doruk Acar'ın kurduğu Insignia Yapım'ın yapımcılığını üstlendiği, Cüneyt Arkın'ın başrol oynadığı 'Panzehir' adlı filme; Polat Gülman, Sinan, Cihan Kosif, Emir Uyar ve Burak Hatipoğlu da yatırımcı olarak kaynak sağladı. Filmin yatırımcıları; sinema sektörüne girmelerini ve 'Panzehir'i Şamdan Plus dergisine anlattı.
Bize biraz 'Panzehir'i anlatır mısınız; ne kadara mal oldu, nerelerde çektiniz, beklentiniz neler?
DORUK ACAR: 'Panzehir' iddialı bir suç-macera filmi; bu filmin esas özü İstanbul'un yeraltı dünyasını bir 'western' gibi betimlemesi. Proje büyük bütçeli değil; maliyeti 1 milyon dolar.
SANATA DESTEK
Filme yatırım yapan işadamlarına siz mi teklif götürdünüz, onlar mı yatırım yapmak istedi?
D.A: Biz Insignia olarak; çevremizdeki, hem iş zekasına, hem sosyal ve kültürel yetkinliklerini güvendiğimiz insanlarla 'Panzehir' ile ilgili yatırımcı sunumumu paylaştık. Yani teklifi biz götürdük. Zaten hepimiz çocukluk arkadaşıyız; hepimiz de kendi alanlarımızda, ailelerimizden bağımsız da başarılı olmuş insanlarız. Onlar da bu kapsamda işin hem ticari potansiyelini, hem de sosyal taraflarını değerlendirerek kararlarını verdiler.
Sinemaya ilginiz ne düzeyde?
SİNAN KOSİF: Biz hem film seyretmeyi seven, hem sanata ve sanatçıya destek vermek isteyen ama tabii ki yatırım mantığı da olan bir grup olarak bir araya geldik. 'Panzehir'deki yatırımımız bir arkadaş grubu yatırımı gibi görünse de, hepimiz ciddi yatırımcılarız. Ama tabii sinemaya ilgimiz olmasa bu işe girmezdik.
BURAK HATİ- POĞLU: Bu iş hem ticari, hem keyifli bir iş. Burada milyonlarca dolar kazanalım gibi bir beklentimiz yok; tabii ki batalım diye işe girmedik ama sinemayı sevmemiz ve işin sosyal boyutu yatırım kararımızda etkili oldu.
FİLM SETİNE DE GİTİK
Hiç filminizin setine gittiniz mi, çekim aşamalarını takip ettiniz mi?
B.H: Evet, her sete gidemesek de büyük bir çoğunluğuna dahil olduk. Gerçekten büyülü bir ortam. Bir projeye en başından dahil olmak, mutfağını görüp çıkan ürünü görmek gerçekten muhteşem.
POLAT GÜLMAN: Çekimlerin bazıları zaten bizim kendi mekanlarımızda yapıldı. İlginç bir kaos, değişik bir koşturma...
Sizler aynı zamanda iyi arkadaşsınız...
P.G: Evet, 16 yaşında aynı yatakhanedeydik; Sinan, Doruk ve ben. Keyifli bir çalışma temposu oldu.
S.K: Aramızda arkadaşlıktan doğan güven olmasa bu kadar rahat yürütemezdik bu işi.
B.H: Valla biz Doruk ile ortaokul hazırlık sınıfında sıra arkadaşıydık; hem de servis arkadaşıydık. O gün bize, "20 sene sonra beraber film çekeceksiniz" deselerdi, gülerdik herhalde.
RİSKLİ BİR YATIRIM AMA POTANSİYELİ DE VAR
Sinemaya para yatırmak riskli değil mi?
S. K.: Benim yatırımımın temelinde yatan, sinemaya olan ilgimdi. Ayrıca ülkemizde anlatacak birçok hikaye ve yetenekli gençlerimiz var. Onlara destek olmak da istedim. Tabii ki riski var ama potansiyeli de var.
B.H.: Ortaya jenerasyonlarca kalacak bir eser çıkartıyorsunuz, hem de ekonomik olarak getiri potansiyeli var. Bizim 'Panzehir'e yaptığımız yatırım, yapısı itibari ile Türk sineması açısından da ilk ve önemli bir adım.
P.G.: Türk dizilerinin yurt dışı performansı da bana ilginç geldi.