İnsanoğlu bu dünyada her şeye alışıyormuş!

Altı sene önce Murat Aşık ile evlenen ve bu evliliğinden Alya adında bir kızı olan Esra Eron, geçen yıl Aralık ayında boşanmıştı. Boşandıktan sonra yeni bir hayata başlayan Eron, 'İçimdeki Çocuk' adlı derneğin oluşumunda yer aldı. Şimdilerde kızı ve yakın arkadaşlarıyla birlikte vakit geçiren, kurduğu dernek ile ilgilenen Esra Eron; Şamdan Plus dergisine yeni hayatını anlattı…
Boşandıktan sonra yeni hayatınıza alışabildiniz mi?
İnsanoğlu her şeye alışıyor. Önemli olan kendinizle barışık olup hayatla kavga etmemeniz. Hayatı olduğu gibi karşılamak lazım. Tabii ki düzeniniz değişiyor, bir süreçten geçiyorsunuz ama insan içsel mutluluğu olduktan sonra, her koşulda mutlu oluyor. Bu süreçte en büyük destekçim ailem ve dostlarım oldu.

ESKİ EŞİM MURAT ÇOK İYİ BİR BABA

Kızınız Alya ayrılık sürecinde neler yaşadı?
Alya, yaşına göre çok olgun bir çocuk. Onunla bu konu hakkında çok fazla konuşmadık. Bir kere yapmamız gereken açıklamayı yaptık, sonrasında her şey normal gibi davrandık. Önemli olan onun anne ve babasından sevgi ve güven duygusunu alması. Eşler ayrılabilir, ona aile duygusunu hissettirmek için illa evli olmaya gerek yok, çünkü biz onun ailesiyiz. Eski eşim de gerçekten çok iyi bir baba. İkimiz de onun mutluluğu için varız ama Alya'nın olgunluğu bizim için bu süreci çok kolaylaştırdı.
Alya ile nasıl bir ilişkiniz var?
Alya büyütmesi rahat bir çocuk, onunla iletişim kurmak çok kolay. Daha 4 yaşında ama sorguladığı şeyler ve olaylara bakışı enteresan. Şimdiden anne-kız iyi bir arkadaşlığımız oluşmaya başladı. Alya, evinde olmayı çok seviyor, evde çok mutlu. Çok geniş bir hayal dünyası var, tam bir oyun delisi. İkimizden de aldığı özellikler var; sakin, uslu, temkinli, kendi kendine yetebilen bir çocuk. Babası da, ben de çocukken öyleymişiz. Aynı zamanda çok inatçıdır, bu huyu da ikimize çekmiş. Dediğim dedik; bunu da biraz benden almış galiba. Babasından aldığı en büyük özellik ise Fenerbahçeli olması, o yönü pek bana çekmemiş.

EVLİLİĞE KARŞI DEĞİLİM

Murat Aşık ile ortak bir hayat kurdunuz ve çevreniz de bir süre sonra ortak hale geldi. Boşandıktan sonra bu durum sizi zorladı mı?
Ortak arkadaşlarımız da vardı tabii ama ortak olmayan, benim sağlam ve uzun soluklu arkadaşlarım daha çoktu. O yüzden boşandıktan sonra bu konuda zorlanmadım. Bu süreçte tabii ki kopmalar yaşanıyor ama ben bu dönemi biraz da arınma dönemi olarak gördüm. Beni Esra olarak seven çok fazla dostum var. Önüme veya arkama bir sıfat eklemeye gerek görenler simdi hayatımda yok. Bu da hayatımda bir nevi detoks oldu.
Evlenip boşanmış biri olarak aşka karşı bir önyargınız oluştu mu?
Hayatın insana ne getireceği belli olmaz. Her zaman 'Hayırlısı' derim ve hiçbir şey için kendimi şartlamam. Evliliğe karşı olan biri değilim. Bence evlilik çok güzel bir kurum. İnsanın hayat arkadaşının olması çok güzel ama bazen hayat planladığınız gibi gitmiyor. Hayatta kendi hatalarınızı birey olarak düzeltme şansınız olabiliyor ama evlilik bir bütün ve ortak bir hayat olduğu için bazen sizin elinizde olmayan şeyler de yaşanabiliyor.
Boşandıktan sonra Murat Aşık ile arkadaş kalabildiniz mi?
Ayrıldıktan sonra Murat'la tabii ki dostluğumuz devam etti. Çünkü bir çocuğumuz var. Hayatımız boyunca gerektiği kadar birbirimizin hayatında olacağız. Bu Alya'nın psikolojisi için de çok önemli. Aramızda iletişim iyi oldukça bu Alya'ya da yansıyor. Ayrıca iyikötü, bir sürü şey paylaştık, bunları yok saymamak lazım. Evliliğimizi yürütememiş olabiliriz ama insan olarak birbirimize değer veriyoruz, önemli olan da bu bence.
Bundan sonrası için kendinize nasıl bir yol çizdiniz?
Hayatı akışına bıraktım. Plan yapmak bana saçma geliyor, çünkü hiçbir şey planladığınız gibi gitmiyor.

ANNE OLMAK EMPATİ KURMAMI SAĞLADI

'İçimdeki Çocuk' adı altında yeni bir derneğin oluşumunda yer aldınız. Bize dernekten biraz bahseder misiniz?
Derneğimiz, İzmir ili ve ilçelerindeki 0-18 yaş arası çocuklarımızın ihtiyaçlarını elimizden geldiği ölçüde karşılamak amacıyla kuruldu. Bu ihtiyaçları belirlemek için çocuklara hizmet veren kurumlarla iletişime geçip eksiklerini, nelere ihtiyaçları olduğunu öğreniyoruz. Bu ihtiyaçları gidermek için ne kadar bütçe lazım, onu çıkartıp o geliri elde etmek amacıyla organizasyon düzenliyoruz. Bu, bazen bir yemek, bazen bir tiyatro oyunu, bazen bir söyleşi oluyor. Organizasyonlar için sponsor buluyoruz, katılım olmasını sağlıyoruz.
Çocuklar konusunda hep duyarlı mıydınız, yoksa annelik bakış açınızı değiştirdi mi?
Bence çocuklar konusunda duyarlı olmak için anne olmaya gerek yok. Duyarsız kalmak için insan olmamak lazım! Anne olmak sadece duyarlılığımı artırmış ve ihtiyaç sahibi çocukların anneleriyle empati kurmamı kolaylaştırmış olabilir.

EN GÜÇLÜ OLDUĞUM DÖNEMİMDEYİM

Bir röportajınızda "Enerjimin çok yüksek olduğu bir dönemdeyim" demiştiniz. Bunun sebebi nedir?
Bu hissi tarif etmek gerçekten çok zor. Evimde Alya'yla, arkadaşlarımla, insanlarla ilişkilerimde hep enerjimin yüksek olduğunu hissediyorum. Bu da beni heyecanlandırıyor. Kendimi hiç bu kadar enerji dolu, pozitif, duyarlı, güçlü, sağlam ve sevgi dolu hissetmemiştim. Aslında bu çok geniş kapsamlı bir duygu. Anlatmaya çalışıyorum ama onu dahi yapamıyorum.
Bundan sonrası için ekranda yer almayı düşünüyor musunuz?
Beni yansıtan, kendimi içinde rahat hissedebileceğim, kendimden bir şeyler katabileceğim, çalışırken mutlu ve başarılı olabileceğime inandığım bir projenin içinde yer almayı çok isterim. İlla şöyle olsun diye bir seçimim de yok. Ben A desem kesin Z olur. Genelde ters köşelere gidiyorum.