ATV'nin sevilen dizilerinden 'Bugünün Saraylısı'nın 'Ayşen'i Cansu Tosun, Harper's Bazaar dergisine konuştu. Almanya'da büyüyen 26 yaşındaki genç oyuncu, kendisiyle ilgili bilinmeyenleri şöyle anlattı:
Bale disiplininin insan karakterini güçlendirdiğini ve özgüveni sağlamlaştırdığını düşünüyorum. Ben bale yaparken binlerce kişinin önünde gösteriler yapıyor, devamlı provalara katılıyordum.
Bale öyle bir şey ki provaya gitmediğiniz zaman performansınız düşüyor. En önemli şey; ara vermemek, iki gün ara verdiğinizde bile kaslarınız esnekliğini kaybediyor. Çocuk yaşta bu sorumluluğu almak insanda ayrı bir disiplin yaratıyor, hele bu eğitimi Almanya'da almışsanız. Aslında balenin bana kattığı bir şey daha var: Beden diline hakim olabilmek... Bunun bana çok artısı oldu.
NEREYE GİTTİĞİMİ SORGULADIM
Dans etmeyi hep çok sevdim. Klasik bale eğitimi almama rağmen 16 yaşından sonra modern dansa kaydım. Çok daha eğlenceliydi. Ama okul yüzünden 17 yaşındayken dansı bıraktım. Çünkü dansa sadece haftada bir-iki saat ayırabiliyordum ve performansımın düşmesi moralimi daha da bozuyordu.
Ticaret okuduktan sonra hemen bir işe girip çalışmaya başladım. İşten arta kalan zamanlarda çocuklara dans dersleri verdim. Ama yetmedi, sahneye çıktığımda karnımda uçuşan kelebekleri özledim. Bir anda nereye gittiğimi, ne yapmak istediğimi sorgulamaya başladım. Her şey olması gerektiği gibiydi ama içimde olmam gereken yerde olmadığıma dair güçlü bir his vardı.
Derken oyuncu olmak istediğime karar verdim. Daha önce birkaç teklif gelmişti ama bunları ciddiye almamıştım çünkü eğitim almam gerektiğini biliyordum. Önce Münih'te oyunculuk okullarını araştırdım, sonra İstanbul'a yerleşmeye karar verdim. Tabii bunun için ailemi ikna etmem gerekti.
Hayatına baktığımda yaptığım en sıra dışı şeyin; oyunculuk konusunda cesaret göstermek olduğunu fark ettim. Türkiye'ye gelince tesadüfen Yılmaz Erdoğan'la tanıştım ve onun atölyesinde yaklaşık 1.5 sene oyunculuk dersi aldım.
'Küçük Hanımefendi' dizisiyle oyunculuğa başladım. 40 bölüm süren dizide beraber rol aldığım Arsen Gürzap ve Derya Alabora'dan çok şey öğrendim. İkinci dizim 'Kayıp Şehir', bana hem oyunculuk açısından sayısız deneyim kattı, hem de 'Bugünün Saraylısı' için teklif almamı sağladı.
Çok şanslıyım ki, hep çok güzel setlerde, çok güzel insanlarla çalıştım. Şimdi de öyle, set olmadığı zamanlar dizi ekibimi özlüyorum.
Hep biraz ezik, yaşamı başkalarının çevresinde dönen kızları oynuyorum. Oynadığım her rolün bana çok şey kattığını düşünsem bile artık güçlü karakterleri canlandırmayı, tamamen kendi iradesine güvenen bir kadını oynamayı isterdim. Bir de dansçı bir kızı oynamak gerçekten harika olurdu.
Dizi sektörü zor bir sektör. Ama sabreder ve çalışırsanız olur. Aslında hayal ettiğiniz her konuda bu saydıklarım geçerli. Tabii bunun saf duygularla olması da önemli. 'Aman o benim rolümü almasın, ben onun ayağını kaydırayım' gibi duygularla kirlenmeyen saf duygular! Mesela bana bir teklif gelsin, eğer ben çalışamayacaksam hemen bir arkadaşıma haber veriyorum.
KEŞKE UYUYABİLSEM
Sektörle tek şikayetim: Uykusuzluk. Çalışma saatleri insanı uykusuz bırakıyor. Uykusuzluk hem performansınızı kötü etkiliyor, hem de agresif bir insana dönüşmenize neden oluyor. Yoğun tempo ve uyumamak sağlığı da kötü etkiliyor. İşimi çok seviyorum ama keşke biraz daha fazla uyuyabilsem. Almanya'da bir reklam çekimi yaptım öyle kurallar var ki, çalışma süresini bir dakika bir aşmıyorlar. Keşke bizde de öyle olabilse!
HAYATIMIN KONTROLÜ BENİM ELİMDE OLMALI
En sevdiğim özelliğim, hayal etmek ve hayallerimin peşine düşmek... Zaten bu özelliğim olmasa çat pat Türkçem ile ailemi bırakıp buraya gelmezdim. İnsan hayalleri gerçekleştikçe gücünü fark ediyor. Yenilmek istemiyorum. Bazen çevrenizdekiler ya da içinde bulunduğumuz durum bizi çökertebiliyor, bizi eziyor ve ruhsal olarak ele geçiriyor. Ben buna izin vermek istemiyorum. Hayatımın kontrolünün hep elimde olması için elimden geleni yapıyorum.
MUTLU OLMALIYIM
Pek plan yapan biri değilim ama 10 yıl sonra da ne yapıyorsam yapayım hayattan keyif alıyor olmak istiyorum. Bezmiş olmayayım. İşime ve hayata karşı hep heyecanlı olayım. Zaten o heyecan bittiğinde her şey biter, ne yapsanız nafile.... Bir de çocuklarım ve mutlu bir evliliğim olsun istiyorum.