Her akşam aile boyu izlenen diziler tek tek sezon finalini yaptı. 'Yaz akşamları nasıl geçecek' diye hayıflanmanıza gerek yok... Yabancı diziler imdadınıza yetişecek güzellikte; benden söylemesi.
Benim gibi bir gecede birkaç bölüm birden izleyebilir, kafanızı dağıtabilirsiniz...
Benim favori listem ise şöyle:
'In The Flesh': Zombilere farklı bir bakış açısıyla yaklaşan senaryosu ile ilgi çeken 2014 yapımı dizi, İngiliz kanalı BBC'nin yenisi.
Korku ve dram türüne meraklı olanlar için ideal.
'Da Vinci's Demons': Leonardo Da Vinci'nin gençliğinin konu alındığı dizi, benim en üst sıralarımda.
'Black Sails': Korsan macerası sevenlere öneririm.
'Fargo': Suç türünde dizi sevenler, Coen kardeşlerin 90'lı yıllara damgasını vuran bol ödüllü filmi 'Fago'nun dizi uyarlamasını da sevecekler.
'Silicon Valley': 'Üsttekiler bana göre değil' diyorsanız; kara mizah örneği 'Silicon Valley'yi öneririm.
Şehirde kalanlar için öneriler
- Sıcaktan kaçanlara: Şehrin lüks ve havalı havuzlarını keşfedebilirsiniz. Boğaz'da kulaç atma hissine kapılmak isteyenler için Çırağan Palace Kempinski ilk sırada. Ardından Hilton İstanbul, Grand Tarabya Hotel ve Swissotel hem sizi bronzlaştırır, hem de dinlendirir.
- İftar-sahur arası yeni trend nargile: Ramazan'da 'nargile sohbetleri' çok moda! Kimi ararsanız nargile başında. Elinde çay fincanı, iftarını yapmış, sahura kadar uzanan derin sohbetler eşliğinde çeşitli aromalarda nargilenin keyfini çıkarıyor. Nargile bugüne kadar; İstanbul'da Tophane, Çemberlitaş ve Sultanahmet sınırlarındaydı ama artık işler değişti ve bu salgın sahil hattındaki lüks mekanlara kadar yayıldı. Yurt dışında birçok gece kulübünde bile servis edilen nargile sevenlerdenseniz, Huqqa'da bu keyfi yapabilirsiniz.
- Teras keyfi yapalım: Yeni bir teras keşfi isteyenler, 'İstanbul'a kuş bakışı keyif yapayım' diyenler; Martı İstanbul Hotel'in terasındaki Mixo tam size göre… Zeynep Fadıllıoğlu'nun mimari imzasını taşıyan mekanda takılmak son günlerde çok moda.
Yazın en eğlenceli playlist'i benden
Güneşin altında yapılacak her türlü aktiviteye uygun bir playlist'im var ki, yazın boğucu sıcağında ferahlatan parçalarla dolu! Güneş altında, havuz başında veya evinizin terasındasınız, hiç fark etmez; Nicki Minaj'ın 'Pills 'N Potions'ı kulağınızda olsun. Sam Smith'in 'Stay With Me'sini; hareketli, muzur bir yaz gecesinin sabahında dinleyebilirsiniz...
Sabah koşusuna çıktınız ya da spor salonunda ter döküyorsunuz; o zaman Calvin Harris'ten 'Summer' kulağınızda olsun. Size tüm gün egzersiz yapabilecek motivasyonu verecek; demedi demeyin. Lily Allen'dan 'Air Balloon' ve Maroon 5'ın yeni single'ı 'Maps'; yazın iki hiti.
Tiesto'nun yaz sürprizi 'Wasted' da yazın beach partilerin vazgeçilmezi olacak...
Şimdi yazın ritmini tutma zamanı gençler!
Arabada yaşamak yasal!
Geçtiğimiz günlerde çıkan yeni yasaya göre Los Angeleslılar otomobillerinde yaşayabilecek… 1983 yasası, bugüne kadar kendi karavan ve arabalarında yaşayan birçok insanın tutuklanmasına sebep olmuştu. Bu durumun evsiz ve yoksullara karşı ayrımcılık yaptığını ifade eden bir yargıç, bu kararla 'otomobilde yaşam'ı yasal kıldı… Artık Amerikalılar nasıl görüntülere şahit olurlar, muamma… Ancak bizde araba içerisinde yaşam yasal olsaydı neler olurdu hiç düşündünüz mü? Evsizlerin haklarını savunmak için çıkan bu yasa bizde tiye alınabilecek duruma gelebilirdi, hatta trendleri bile alt üst ederdi… Ya lüks severler kendi aralarında yarışır ve otomobillerini en konforlu yaşam alanı olacak şekilde modifiye ederlerdi ya da sokaktan eve girmek bilmeyenler bagaja mutfak kurar, önüne bir masa-sandalye atıp tüpte çay kaynatırdı… Beyaz atletşortuyla 'Amman burası da benim evim, kime ne!' deyip rahatlıkla takılan amca ile iki otomobil arası ip gerip çamaşır asan teyzenin görüntüsü ile ortam şenlenirdi… Bir düşünsenize; bu yasa başımıza başka neler açardı…
