Geçen hafta gerçekleşen Art International Fuarı'nın öncesinde Sunset, ünlü sanatçı Laurent Bolognini'nin "X 360" adlı eserini de sanatseverlerle buluşturdu. 20'nci yılını kutlayan markanın sahibi Barış Tansever, mekanına direkt ya da indirekt sanatı sokmayı seviyor. Doğrusu bu işi de dünya standartlarında başarabiliyor. "Contemporary" sanatın Fransa'daki en önemli temsilcilerinden olan Bologni'nin "X 360"ı Sunset'in bahçesinde tüm Boğaz'ın görülebileceği bir yere kuruldu. Kendi eseri ve silüetindeki Boğaz'a hayranlıkla bakan sanatçıyla tanışma fırsatı da buldum. İstanbul'a ilk kez geldiğini belirten Laurent Bolognini burada bulunmaktan dolayı çok mutlu olduğunu, Türklere ve manzaraya hayran olduğunu belirtti.
Geçen haftanın davet kalabalığı içinde en eğlenceli olanlarında iki gazeteci büyüğümün imzasının olması da dikkatimi çeken detaylardan biriydi. Gezgin yazar Levent Özçelik Beyoğlu'ndaki muhteşem evinde müthiş bir parti verdi. Harika müzikler, sohbet ve sallanmayı özleyen orta yaş ağırlıklı eğlenen bir kitle vardı!
Gökhan Kimsesizcan'ın organize ettiği Nişantaşı The Sofa Otel'deki Vodafone Red Party kırmızı ambiyansı, Tayfun Tekeli ve Merih Ermakastar'ın sahne performanslarıyla oldukça eğlenceliydi. Çanta tasarımlarıyla Amerikan moda dünyası tarafından da takdir edilen Emre Ertürk partiye Bon Jovi, Sade ve Scorpion gibi birçok ismin menajerliğini yapan Neda Sarmast ile geldi. Sarmast, Emre sayesinde bir Türk dostu olmuş bile. Fakat yemek konusunda Lübnan'ın bu bölgedeki en iyi gastronomi bölgesi olduğunu söyledi. Entertainment dünyasında Sarmast gibi fazla isim yok. Umarım bu görüşlerini pek dillendirmiyordur!
Her yıl olduğu gibi bu sezon da Karaköy mekanları köpürtülmeye çalışılıyor. Bu kadar "gazlamaya" rağmen hâlâ Karaköy'de ekol olmaya yakın bir mekan yok. Bunlar arasında yine de en kayda değer marka Unter! Mekan semtin gör-görül mekanı. Bu tip benzetmeleri sevmesem de, eğitimli barmenleri ve caddeye cephesiyle "Retro Lucca" gibi gelir hep bana. Gelenler de öyle takılıyor zaten! Karaköy'ün oksijeninden midir bilinmez, 10 dakika önce Nişantaşı-Bebek hattında gördüğünüz normal tipler burada hemen entel modlarına geçiş yapar. Müşteri böyle olur da mekan boş durur mu? "En güzel dekor" kabul edilen "insan"ı yakalamayı başarmış Unter'de müthiş bir umursamazlıkla servis veriliyor, hatta bununla da gurur duyuyorlar. Gece kulübüne gitmişcesine şişkin hesapların geldiği mekanda ne sorsanız yok denip, seçeneklerinizi daraltıyorlar. Bir de bu "enteliz" havalarıyla farklı olmak adına içecekleri saçma sapan bardaklarla servis ediyorlar. Mekanın işletmecileri bardak formlarının ne işe yaradığını bilmiyor sanırım! Ürün bu uydurma bardaklarda servis edilince o markaların adı kötüye çıkıyor. "Bana ne bardaktan mardaktan" diyorsanız Unter her şeye rağmen Karaköy'ün en popüler mekanı!
90'lı yılların popundan bahsedilir hep! Aslında Rock müziğin devrim yapan birçok isminin hayatımıza girdiği yıllardır onlar. Daha sonra Hip-Hop, R'n'B her alana girdiği gibi Rock müziğin içine de girip zevkimizi tarumar etti! Albümsüz gruplar, Kemancı kültürü, önemli sahneler eski havasını kaybetti. Son günlerde gizliden gizliye Hayal Kahvesi'nde çok güzel şeyler oluyor. Sıraselviler'e taşınan mekana arkadaşlarımın daveti üzerine Özge Fışkın'ın sahnesi olduğu Çarşamba günü uğradım. Kapıdaki bodyguard'lardan salondaki garsonlara kadar bu kadar kusursuz ekip uzun zamandır görmemiştim. Eğlenen kitleyi simsiyah giyinen eski tayfadan sanmayın; herkes rengarenk! Doğrusu ben her unsuruyla Hayal Kahvesi'nin yeni halini çok beğendim. Tavsiye ederim.