Eşimi evlenmeye ve çocuk yapmaya ben ikna ettim!

Üç yıl önce yedinci evliliğini Özgen Kılıçarslan ile yapan oyuncu Hüseyin Avni Danyal; 52 yaşında ikinci kez baba oldu. 22 yaşında bir kızı daha olan ünlü oyuncu, bebeğiyle birlikte hayatına büyük bir enerji geldiğini söylüyor. Şu sıralar 'Zengin Kız Fakir Oğlan' dizisinde Trabzonlu baba 'Kemal'i canlandıran usta oyuncuyla kendi sahnesini açtığı Kadıköy'deki Tiyatro Seyirlik'te bir araya geldik. Danyal; üç sezondur devam eden dizisini, tiyatrodaki çalışmalarını, eşiyle evlenme hikayelerini ve minik kızı Deniz ile yaşadığı ikinci babalık macerasını anlattı...
52 yaşında ikinci kez baba oldunuz. Uzun yıllar sonra yeniden baba olmanın zorluğunu yaşadınız mı?
İlk çocuğumda bundan 22 yaş daha gençtim. Bazen Deniz'in insan evladı olduğunu unutuyorum; oyuncak gibi sağını, solunu kurcalıyorum. Şimdi çok küçük, yedi-sekiz ay sonra daha farklı iletişim kurmaya başlayacak. 22 yıl önce ilk kızımı kucağıma aldığımda iki saat gezdirirdim, şimdi bebeğimi 20 dakika gezdiriyorum; belim ağrıyor. Artık her şeye biraz daha fazla titizleniyorsunuz. Her gün teknoloji, tıp değişiyor. 22 sene önce olmayan aşılar var şimdi. Yeni bir kitap okumak gibi bir şey bu! Deniz Hanım benim bir kez daha okuduğum bir kitap ama şimdi farklı bir gözle okuyorum.

10'U DA KIZ OLSUN
Kızınız Deniz yaşantınızı nasıl değiştirdi?
Yaşamıma başka bir enerji geldi, çok keyifli bir şey. İleri yaşta anne-baba olmak çok daha farklı bir olgunluk. İlk kızımda bir sürü acemiliğimiz oldu. Yaşımız biraz daha küçüktü. İkinci çocukta biraz daha tecrübeli oluyorsunuz. Büyüğüne nasıl hayatı öğrettiysem, şimdi ikincisine de aynısı yapacağım. Zaten '10 çocuğum olacaksa hepsi kız olsun' derdim. Çok severim kız çocuklarını. Kadın olmak daha duyarlı ve nazenin bir şey. Onlara, hassasiyetlerini göz önünde bulundurarak yönlendirme yapmaya çalışıyorum. Umarım hiç zarar görmeden hayatlarını sürdürürler.
Bazı insanlar evlilik kararını çok zor alıyor. Siz bu konuda ne düşünüyorsunuz?
Hiçbir evliliğin tarzı başka bir evliliğe benzemez. Her birinde farklı insanlar var. Farklı karakterlerin ortak yanları, ilişki dediğimiz şeyi ortaya çıkartıyor. Bence erkekler, kadınları evliliğe ikna etmeli. Ailenin devamlılığını sağlamakta en etkili kişi kadındır. Erkeğin, evleneceği kadını araması daha doğru.

Siz böyle mi yaptınız?
Yaşam tecrübem, öğrendiklerim doğru bir evlilik yapmama neden oldu. Çok mutlu bir evlilik yaşıyorum. Yeni bir çocuk ve yeni bir enerjiyle hayata bakıyorum. Doğru zamanda, doğru kişiyi bulmak çok önemli. Geriye baktığınızda; aslında doğru trenin sizi istasyonda beklediğini görürsünüz. Siz başka trenlere binersiniz ama doğru tren oradadır. Kaçan fırsatlar önemli değil. Asıl tren her zaman sizin onu bulmanızı bekler. Benim evliliğime gelecek olursak; ben karımla evlenebilmek için her şeyi yaptım. Hiç evlenmeye niyeti olmayan bir kadını evliliğe ikna etmem çok uzun sürdü. O hiç evlenmekten yana değildi. Eşimi evlenmeye ve çocuk yapmaya ben ikna ettim.

EŞİM ÇOK ANLAYIŞLI BİRİ

Mutlu bir evlilik size neler kattı?
İşinizde çok rahat oluyorsunuz. Bir oyuncu için günlük disiplin çok önemli. Yaptığımız iş stresli ve gergin olduğu için huzurlu aile yapısı işte başarıyı getiriyor. Aklınız evde, ilişkinizde kaldığında işinizden verim alamazsınız. Oyuncu karısı olmak da çok zor. Herkesin eşi 18.00'de eve dönerken, biz evden çıkıyoruz ve sabah 06.00'da eve geliyoruz. Bayram, tatil yok. Herkes aile ziyaretleri yaparken biz çalışıyoruz. İçinde bulunduğumuz ortamlar, bazı kadınlarda kıskançlık yaratabilir. Eşim çok anlayışlı. Bunun altında güven yatıyor.
Büyük kızınızın işinize ilgisi var mı peki?
Kendisi kurgu ve montajcılık yapıyor. Bilkent Üniversitesi İletişim Tasarım Bölümü'nü bitirdi. İşin teknik kısmı onu daha çok ilgilendiriyor. Okulu bitirdikten sonra işe başladı. Babası kamera önünü, o arkasını tercih etti.
Belki ileride sizi kızınızla aynı projede görürüz...
İyi kurgucu ve montajcılardan iyi yönetmen olur. İleride inşallah kızımla birlikte çalışırız.

OTORİTER BİR BABA DEĞİLİM
Rol aldığınız 'Zengin Kız Fakir Oğlan' dizisi üçüncü sezonunda da izleyiciden büyük ilgi görüyor. Projenin başarısını neye bağlıyorsunuz?
Basit, sade ve samimi bir dizi yapıyoruz. Olmazsa olmaz bileşenler yan yana geldiği için bu kadar başarılı olduk. Dizideki oyuncuların çoğu tiyatro kökenli; ortak bir dilimiz var. Bir de bu diziyi bütün aile oturup keyifle izleyebiliyor. Anne, baba ve çocuğu yan yana getiriyoruz. Umarım dizimiz, 'Bizimkiler' gibi uzun yıllar devam eder. Beş-altı yıl daha devam ederse, dizi oyunculuğundan emekli olurum.

TUVALET BİLE OLMUYOR
Ekrana veda etmeyi mi düşünüyorsunuz?
Açıkçası düşünmüyor değilim, çok yoruldum. Gerçi oyuncuların işi belli olmaz. Çok güzel bir iş koyarlar önünüze; her şey değişir ama şu anki fikrim bu. Yaklaşık 15 senedir dizi sektöründeyim, şartlar çok zor. Biz bu dizide villada çalışıyoruz ama öyle dizilerde çalıştım ki; tuvalete gidecek yer bulamıyorsun. Sağlıksız ortamlarda bulunup sağlıksız besleniyorsunuz.
Dizide canlandırdığınız 'Kemal' kadar otoriter bir baba mısınız?
Hayır, değilim. Ortak yanımız; ikimizin de Trabzonlu ve iki kız babası olması. Ben çocukların özgür olmasından yanayım. Çok otorite bir süre sonra çaresizlik getiriyor. Çocukları seçimleri konusunda özgür bırakmak lazım. Ailem, tiyatro eğitimi almamı istemedi. Sahneye çıkıp bu işi yapmaya başlayınca ikna oldular. Bu anlamda duyarlıyım.

TİYATROYU 1 MİLYONA KURDUM

Oyunculuk yaparken bir yandan da tiyatronuzun çalışmalarıyla ilgileniyorsunuz. Zor olmuyor mu?
İşimi iyi yaptığımı düşünüyorum ve doğal olarak buna yatırım yapıyorum. Sonuçta burası da bir döngü. Ufak çaplı bir ticarethane döndürüyoruz. Geliri çok büyük değil ama ben tiyatrodan geçinmek için gelir beklemiyorum. TV'den ve sinemadan ailemi geçindirecek ücreti kazanıyorum.
Ne kadar para harcadınız?
Son hesaplamalarıma göre; yaklaşık 1 trilyona yakın para harcadım. Açılışa Birol Güven geldi, "Çok güzel yapmışsın" dedi. Ben de "Ben yapmadım, sen yaptın" dedim. Son iki sezondur dizide kazandığım paralarla burayı yaptım. Sezonun açılışını da 7 Kasım'da 'Soytarılar' adlı oyunla yapacağız.

ÜZÜNTÜMÜ İÇİMDE YAŞARIM
Duygusal bir insan mısınız? Hayır, çok duygusal bir insan olduğumu söyleyemem. Çok zor ağlayan biriyimdir. Üzülürüm ama içimde yaşarım. Mutsuz olduğum zamanlarda 1.5 ay evden çıkmadığımı bilirim. Sizin aklınıza hiç gelmeyecek bir şey beni etkileyebilir. Eşimin söylediği kadarıyla olaylara biraz daha mantıksal yaklaşıyorum. Sonuçlarına da öyle katlanıyorum.