Tibet;
birbiri ardına sıralanmış sarp dağlarıyla, hiçbir yerde görmeye alışık olmadığınız masmavi gökyüzüyle, uzansanız tutabileceğinizi düşündüğünüz bembeyaz bulutlarıyla ve her dağcının hayallerini süsleyen gizemli Everest'iyle dünyanın çatısı sayılıyor. Cosmopolitan dergisi, Tibet ile ilgili merak edilenleri derledi... Her mevsimde farklı güzel olan Tibet'i ziyaret etmek için en uygun zaman Nisan ve Ekim aylarıdır. Ülkede en çok dikkat edilmesi gereken şeylerin başında, gece ile gündüz arasındaki sıcaklık farklılıkları geliyor. Tibet'in başkenti Lhasa, aynı zamanda kutsal bir şehir. Lhasa, 3.500 metrelik rakımıyla La Paz'dan sonra dünyanın en yüksek ikinci başkenti. Lhasa sokakları ilginç manzaralar açısından oldukça zengin. Rengarenk yerel kıyafetler, değişik insan profilleri ve eski Anadolu kasabalarındaki gibi küçük ahşap dükkanlar dikkat çekiyor. Ancak her köşe başındaki Çin askerleri ve sokaklardaki X-ray cihazları, turistleri tedirgin ediyor. Tibet'in ruhani lideri Dalay Lama, 1950 yılında Çin'in Tibet'i işgalinin ardından, 1959 yılında Çin yönetimine karşı başlattığı isyanın başarılı olamaması sonucunda ülkeyi terk edip Hindistan'a yerleşmek zorunda kalmış. Bugün de zaman zaman ayaklanmalar oluyor. O yüzden Tibet'e izinsiz turist alınmıyor. Çünkü Çinliler, bu ayaklanmalara zemin hazırlayanların Batılılar olduğuna inanıyor. Tibet'te yemekler hem hijyen, hem de lezzet açısından tatmin edici değil. Yemeklerde Doğu mutfağının aksine sarımsak ve acı baharatı yok denecek kadar az. Et olarak, daha çok yöreye ait olan Yak eti tüketiliyor. Pirinç pilavı her mönüde yer alıyor. Yak yağı, tuz ve karabiberden oluşan 'butter tea' dedikleri çayları var.
DALAY LAMA'NIN EVİ
Başkent Lhasa'da mutlaka görülmesi gereken yerlerin başında Unesco'nun Dünya Kültür Mirası Listesi'nde yer alan ve Dalay Lama'nın evi olan Potala Sarayı geliyor. Barkhor meydanındaki Jokhang Tapınağı da ziyaret edilmesi gereken mekanlardan. Dünyanın çatısı Everest'e gitmek için Lhasa'dan ayrıldıktan sonra rakım gitgide yükseliyor. Bırakın ormanı, etrafta bir tane ağaç bile görmek zor. Her yer step. Bu manzara içerisinde kıvrıla kıvrıla yol alırken, minyatür gibi duran köylerden ve tepelere kurulmuş rengarenk bir sürü bayraktan oluşan dua geçitlerinden geçiyorsunuz. Yol boyunca sıralanan manastırlardan Palkhor Manastırı ve Tashilhumpo Manastırı'nı mutlaka ziyaret edin. Everest'e ulaştığınızda, sisli zirvesini daha da yakından görebilmek için toplu yürüyüşlere katılabilirsiniz.
TİBET'E GİRİŞ İÇİN İZİN GEREKİYOR
Tibet'e
gidebilmek için biraz hazırlık yapmak şart. Çin Konsolosluğu'na vize başvurusu yaparken Tibet'e gidileceğinden bahsedilmemesinde fayda var. O zaman işler zorlaşıyor. Çin vizesi aldıktan sonra Tibet'teki yerel bir seyahat acentesi ile anlaşıp tüm seyahatinizi detaylı olarak planlamanız gerekiyor. Ardından yerel seyahat acentesi, bu program ve Çin vizeniz ile sizin adınıza Tibet giriş izni için başvuruyor.