"Babam gibi hukuk eğitimi aldım. Hukuk eğitimi büyük çerçeveden bakmamı, küçük bir olayın o büyük çerçevenin neresinde olduğunu görmemi sağladı"
SELÇUK YÖNTEM / Oyuncu
Doğal ve samimi kadın çekicidir
Gençlik yıllarım; gençliğin, dünyayı değiştirmek için hevesli ve umutlu olduğu yıllara rastlıyor. Bambaşka bir gençlikti. Gerçekten de o zamanki gençlik ve dünya umut kavramına çok yatkındı. Düşünceleri, görüşleri, felsefeleri ve dünyaları keşfetmek istiyorduk. Zaten aktörlük yapmak isteyen, bu eğitimi almış birinin de belli birtakım temel bilgilere sahip olmasının zorunlu olduğu düşünülürdü. Böyle öğrendik, böyle eğitildik.
Hayatımdaki kırılma noktalarımdan biri konservatuvardan atılmamdır. Bugün baktığımda öyle görünmese de, o gün için son derece sarsıcı bir olaydı. Dava açtım ve okula döndüm. Diğeri ise 4 Ocak 1979'da bir turne dönüşü geçirdiğim tren kazası. O büyük tren kazasında, beraber turneye çıktığım birçok arkadaşımı kaybettim.
TİYATRONUN YERİ BAŞKA
İnternet çıktı, mertlik bozuldu. Eskiden bir plak, bir kitap almak, bir sergi gezmek ya da değişik ülkeleri görmek çok değerli duygulardı. Sanki internetin bulunması ile bir şeyler bitti. Bence bir albümü, bir kitabı saniyeler içinde bulmak iyi bir şey değil. Parmağınızın ucuyla, hiç çaba sarf etmeden gelen şeyin lezzeti de kalmıyor. Doyumsuzluk başlıyor. .
Tam 16 yaşıma gelinceye kadar hiçbir meslekte karar kılamadım. Ta ki lisede bir oyun seyredinceye kadar. O oyunu seyrettiğim an artık ne olmak istediğimi biliyordum; oyuncu.
Her ne kadar son senelerde tiyatro yapmak için vakit yaratamamış olsam da, tiyatronun bende apayrı bir yeri var. En son bir Çehov oyununda, 'Vanya Dayı'da oynadım. Oyunculuk her ne kadar bir dizide, bir sinema filminde oynamak olarak algılansa da, tiyatro oyunculuğu bambaşkadır. Batı'da dizilerde, filmlerde oynayan ünlü aktörler, aktrisler kendilerini kanıtlamak için tiyatro yapmak istiyor.
Diziler yaklaşık iki saat sürüyor. Eskiden bu kadar uzun değildi. Gerçekten deli bir iş. Başka bir şeye yer bırakmıyor. Düşünün 24 saatin 16 saati orada geçiyor. Birlikte o kadar çok zaman geçiriyorsunuz ki, dizideki rol arkadaşlarınız aileniz oluyor. 100 sayfayı beş günde çekmeniz gerekiyor. Eğer ekip iyiyse eğlenceli, komik anlar oluyor. Bu da işi kolaylaştıran bir faktör. Ama ekip içinde kötü elektrik varsa, yandınız!
KIZIM IRAZ'LA GURUR DUYUYORUM
Rol aldığım bütün oyunlar içinde bir aktörün dramını anlatan 'Ben Feuerbach', unutulmaz bir roldü. 'Deli Dumrul', 'Peynirli Yumurta' ve 'Sevgili Palyaço' da öyle... Özellikle 'Sevgili Palyaço' beni çok zorlayan ama bir o kadar da etkileyici bir roldü.
'Baba'daki Marlon Brando'yu ya da 'Örümcek Kadının Öpücüğü'ndeki William Hurt'ü kim kıskanmaz? Ben bunlara 'Tatlı kıskançlıklar' diyorum. Bazen doğru işi yanlış yerde yaptığımızı düşünüyorum. Bu yeni bir his değil; bunu 20 yıl, hatta 40 yıl önce de söylüyordum.
Benim gibi oyuncu olan kızım Iraz'la gurur duyuyorum. Kızımla ilişkim çok güzel. Biz güzel bir aile olarak geliştik. Iraz tiyatroda çok güzel işler yapıyor. Özellikle de son oynadığı 'Sabır Taşı' oyununda onu seyrettim ve gerçekten gurur duydum.
Bir kadında en beğendiğim özelliğe gelince... Önce biçim ilgilendirebilir insanı ama sonra öz hakim olmaya başlar. Ancak doğal, sade ve samimi olan kadın çekicidir.
Kot pantolanlar ve montlar vazgeçilmezlerim. Giydiğim şeyler hiçbir zaman ön plana çıkmamalı, hep arka planda kalmalı. Bir de yeni olanı hemen giyemem. Giymem için zaman geçmesi gerekiyor. Ben ona 'demlendirme' diyorum.
"Hayatımdaki kırılma noktalarımdan biri konservatuvardan atılmamdır. Bugün baktığımda öyle görünmese de, o gün için son derece sarsıcı bir olaydı. Dava açtım ve okula döndüm"