ATV'de yayınlanan 'Kertenkele'de canlandırdığı 'Şevket' karakteriyle dikkat çeken Umut Oğuz, daha önce 'Üvey Baba' ve 'Adanalı' isimli dizilerde rol almıştı. Şemsi İnkaya'nın, oyunculuk kariyerinde dönüm noktası olduğunu söyleyen Oğuz, ünlü oyuncuyu örnek aldığını belirtiyor.
Umut Oğuz, hakkında merak edilenleri anlattı...
Hayatınızdaki önemli bir dönüm noktası Şemsi İnkaya ile birlikte çalışmanız oldu, değil mi?
Evet. Ben 'Üvey Baba'ya bir bölüm için girmiştim. Performansımla Şemsi Abi'nin dikkatini çekmişim. Benim için "Bu çocuk kalsın" demiş.
Onun sayesinde devam ettim.
TİYATRO İZLEYİCİSİ BAŞKA
Artık tanınan bir oyuncusunuz.
Peki, buna alışabildiniz mi?
Alıştım ama ben hiçbir zaman ünlü olmayı hayal etmemiştim.
Şımardığınızı hissettiğiniz anlar oldu mu?
'Adanalı' dizisinin olduğu dönemde o duyguyu yaşadım.
Şöhret zor ama halk, sana nasıl yaşaman gerektiğini öğretiyor.
İlişki ve algı yönetimiyle alakalı bir şey. Birisi, 'Tiyatroda izlemiştim' deyince hemen duruyorum ama. (Gülüyor)
Tiyatro izleyen daha kıymetli mi oluyor?
Evet. Hem de açık ara önde. Adam zaman ayırmış, kalkmış gelmiş. Benim bir lafım vardır: 'Dizi izleyicisiyle fotoğraf çekilirsin, tiyatro izleyicisiyle sohbet edersin.' Tiyatroda beni 15 yıl önce izleyip 'Seni o oyunda çok beğendim' diyen biriyle karşılaşmak çok muazzam bir şey.
Genç kızların size olan ilgisi nasıl?
Çok normal. Ama bu durum özel hayatıma olumsuz yansıyor. Bir sene oldu ilişkim biteli. Bu sektörde biriyle ilişki yaşamak çok zor. Karşımdakinin nasıl yaklaşacağını öngöremiyorum.
Sarılıp öpüyorlar; her türlü zan altındasın. Yaptığım işi her kadının kaldırması zor ama ben yaptığım işin cinsiyetinin olmadığını düşünüyorum.
'Bana mı geliyor, şöhretime mi?' diye düşündüğünüz oluyor mu?
Oluyor. Ben bu noktada sapiosexual bir adamım. Okuyanlar araştırsınlar. Ben zor bir adamım. Çünkü vücutla ya da fizikle uyarılan bir adam değilim. Ben zekayla, kültürle ve birikimle etkilenen biriyim.
Bunu da kendim seçmedim.
Yaşam beni oraya koşullandırmış, o yüzden çok kolay mesafe koyabiliyorum.
Kızlara kitap okuyup okumadıklarını soruyorum. 'Okumayı sevmem' dediği anda o kız isterse dünya güzeli olsun, işim olmaz.
Büyük bir iddia!
İddia değil, tercih. Ben o kızla ne konuşacağım. Ortak bir yazarın olmayacak. Şiirlerim var. 'Şiir sever misin?' diyorum, 'Nefret ederim' diyor.
DERİN İNSANLARI SEVERİM
Öyle dediklerinde tepkiniz ne oluyor?
Böyle olunca kriterler daralıyor, kalkıp giden oluyor.
Bana sevgiyle bakan tüm gözlere saygı duymakla kodlanmışım.
Derin insanları, kültürlü insanları çok seviyorum.
Bu da kadın olduğu zaman tadından yenmiyor.
15 yıl geride kalmış. Kariyerinizi nasıl değerlendiriyorsunuz?
Ben İzmir Bornova'da köyden okula yedi yıl boyunca otostopla gitmiş biriyim. Okulda eğitim aldığımı düşünürken aslında esas eğitimi, o yollarda alıyormuşum. Şimdi o yollardan kendi arabamla geçtiğim zaman çok mutlu oluyorum.
Benim hep sahneye çıkma hayalim vardı. O hayale koşmuşum. Sahnede olmayı tiyatro yapmayı içselleştirdim.
Ben samimi oyunculuktan yanayım. 'Bu adam oynuyor mu, yoksa sahiden böyle mi?' diye sordurtuyorsam, başarılıyımdır.
NE DEDİĞİNİ BİLEN BİR DİZİYİZ
'Kertenkele' dizisi nasıl girdi hayatınıza?
Bu bir tesadüf değil. 'Kertenkele'nin yapımcısı Yalçın Şen benim eski bir dostum. Bu proje birden ekrana sunuldu sanılıyor ama iki-üç yılık bir hazırlığın ürünü. Altyapısı çok iyi hazırlanmış, konusu gereği bıçak sırtı bir iş. Başarının tesadüf olduğuna inanmayacak kadar realist biriyim. Burada da çok emek var.
Bıçak sırtı bir iş dediniz. Bir ara dizi hakkında çok spekülasyonlar yapıldı. Bunlar hakkında ne düşünüyorsunuz?
Sonuçta bu kurmaca bir şey. Benim imam tanıdıklarım var, hiçbiri rahatsız olmadı. Aksine bir hocanın bambaşka bir halini gösterdiği için bayılarak izliyorlar. Ne dediğini bilen bir diziyiz ama Diyanet, dizide camilerin görünmesini yasakladı. Cami duvarı bile görünmesin diyor. Hocanın her bölüm vaazı var. İnsanlar o vaazı dinliyorlar. Bunu dizide görüp feyz alan insanlar var. Tam tersine sahip çıkılması gerekirken, bu tür yaklaşımlar olumsuz etkiledi tabii.
