atv ekranlarında yayınlanan 'Kara Ekmek' dizisine geçtiğimiz bölümlerde genç oyuncu Alican Albayrak da dahil oldu. Dizide Engin Hepileri'nin canlandırdığı 'Taylan' karakterinin üvey kardeşi olduğunu iddia eden 'Ömer' karakterini canlandıran ünlü oyuncu, kaynaşmış bir ekiple çalışmanın avantajını yaşadığını söylüyor. Canlandırdığı karakter gibi kendi hırsları da olduğunu belirten Alican Albayrak, 'Kara Ekmek' ekibini ve rolünü anlattı...
EKİP ÇOK PROFESYONEL
'Kara Ekmek' ekibine geçtiğimiz bölümlerde dahil oldunuz. Diziyi daha önceden takip ediyor muydunuz?
Ben genel olarak dizi takip edemiyorum; ne yerli, ne de yabancı. Öyle bir konsantrasyonum yok. Çok nadiren takıldığım diziler oluyor. Benim dizi izlemem şöyle oluyor; genelde yakaladığımda biraz seyrediyorum ve olayların nasıl geliştiğine bakıyorum. 'Kara Ekmek' ise çok nadiren yaşadığım bir olayın şık bir hediyesi oldu. Takip ettiğim dizinin kadrosuna katılmak da varmış nasipte. (Gülüyor)
Kaynaşmış bir ekibe sonradan dahil olmanın dezavantajı var mı?
Başka bir proje ya da başka bir kadroyla olabilirdi. Ben hiç zorluk çekmedim. Ekip son derece cool, işini bilen ve profesyonel insanlardan oluşuyor. Sağ olsunlar ortama ısınmam için bana çok yardımcı oldular. Ortama alışmakta hiç zorluk çekmedim hatta sıfırdan başka bir dizinin kadrosunda başlasaydım her şey daha zor olurdu diyebilirim.
Sizi 'Kara Ekmek'te hırslı bir karakter olarak görüyoruz. Sizin de Ömer gibi hırslarınız var mı?
Hırslarım var tabii ama 'Ömer' gibi değildir herhalde. (Gülüyor) Ben standartların üstünde hırslı bir insanımdır. Dişimi geçirirsem koparmadan bırakmam. Bir şeyi yapmamı istiyorsanız 'Yapamazsın' demeniz yeterli. Bu tür hırs her insanda vardır, bende biraz daha fazla var.
'Ömer', kız arkadaşıyla bir oyunun içinde. Bu tarz oyunlar yapan insanların başarılı olabileceğini düşünüyor musunuz?
Hayatın oyunlara kafa yorulamayacak kadar değerli ve zamanımızın kısa olduğuna inananlardanım. İkili-üçlü oyunları, taktikleri, ufak hileleri, pembe numaraları sevmem. Bunları yapandan da hiç haz etmem. Bana yapıldığını hissettiğim an sorun çıkarırım. Taktik insanı değilim, içimden geleni yaparım. Bunu yaptığım için şimdiye kadar hiçbir şey kaybetmedim, bir zararını görmedim. Herkes böyle olsa hayatın daha çekilir olabileceğine inanıyorum.
KEYİFLİ BİR KARAKTER
Siz 'Ömer' karakterini canlandırırken ne hissediyorsunuz?
Her oynadığım sahnede karakterime daha çok ısınıyorum. Sağolsunlar bana çok keyifli, boyutları olan, içini görebildiğim bir karakter emanet ettiler. Ben de hakkını verebilmek adına elimden geleni yapıyorum.
'Ömer'in bu hırsı sahip olamadığı hayata karşı tepkisinden mi kaynaklanıyor?
Elbette. Birisinin elinden haksız yere sahip olduğu ya da olacağı bir şeyi alırsanız ileride karşılaşacağınız tek şey kin ve intikam hırsıdır. İlerleyen bölümlerde Ömer'de bunları daha da net göreceğiz.
İŞİN REYTİNGİ BENİ İLGİLENDİRMEZ
Oyuncu olarak reyting kaygısı yaşıyor musunuz?
Benim işim oynamak. Reyting kaygısıyla sahneye çıkarsanız; daha çok izlenmek için sahneye çıkmış olursunuz, oynamak için değil. Vitrin mankeninden bir farkınız kalmaz. Bu da hem projeye zarar verir, hem kariyerinize. Ayrıca oyunculuk keyif alınmadan yapılabilecek bir meslek değil. Sahneye çıktığınızda da keyif aldığınız şeyi yapmak istersiniz, o da oynamak olur.
Tutmuş bir işin içine dahil olmak oyuncuları rahatlatan bir durum mu?
İşin reytingi beni pek ilgilendirmiyor açıkçası. Bu yüzden tutmuş tutmamış olarak değil de kendine güvenen ve ne yaptığını bilen insanların içinde olmak beni rahatlatır.
