Boşandığımda kadın sesi duymak istemiyordum

Tolga Savacı, 1985 yılında Banu Alkan'la başrolü paylaştığı 'Arzu' filminde bebek yüzlü bir tecavüzcüyü canlandırarak akıllara kazındı. O yıllarda İtalya'ya yerleşti ve bir süre orada mankenliğe devam etti. 90'ların Kıvanç Tatlıtuğ'u olan Savacı, özel hayatıyla da ilgi odağı oldu. İki kez evlendi ama bu evlilikler yürümedi. Birkaç ay önce ise altı yıldır birlikte olduğu yazar Nermin Bezmen ile dünyaevine girdi. Savacı ile büyük aşkını konuştuk...

Nermin Hanım ile nasıl tanıştınız?
Gıyaben birbirimizi biliyorduk ama öyle enteresan ki, yıllarca aynı ortamlarda hiç göz göze bakmamışız. Bir ahbabımızın doğum gününde tanıştık, o gün çok iyi bir sohbet gelişti. Tabii, oğlumun annesiyle yaptığım evlilikten sonra kadın sesi bile duymak istemiyordum. Ama Nermin'le buluşmaya başladık, baktık ki konuşmalar bitmiyor... Önce iyi arkadaş olduk.

SAATLERCE KONUŞUYORUZ

Bir yazarla evli olmak nasıl bir his?
Çok keyifli, altıncı senemiz dolacak. Oturup saatlerce sohbet ediyoruz hâlâ. Bence bir hayat paylaşımındaki en önemli şey bu. Yazar olması, hayal gücünün çok kuvvetli olmasını sağlıyor. Şimdi bir romana hazırlanıyor; saatlerce elinde dosyalar, evraklar, araştırmalarla geziniyor evin içinde.

Sonu evlilik olacağı halde, neden altı yıl flört ettiniz?
Sütten ağzı yanan, yoğurdu üfleyerek yer misali... Aslında, Nermin ile ilişkimizin gidişatı belliydi, sonuçta ortak bir hayatı paylaşıyorduk. Birkaç yıl önce birisi "Siz evli misiniz?" diye sormuştu. Ben de, "Daha evli olamazdım herhalde" demiştim. Sadakat, sevgi ve tatmin duygularını yaşıyorsanız, evlilik budur. Bunun için resmi bir girişime ihtiyaç var mı, onu da bilemiyorum. Ama sonrasında böyle bir karar aldık, aslında formalite kısmını yerine getirmiş olduk.

DEDİKODU YAPIYORLAR

Aranızda dokuz yaş var. Kendinizden büyük bir kadınla evlenmek, çevrenizde tepkilere neden oldu mu?
Oldu, hatta bir gün arkadaşım bana bu durumu sordu. "Sen beni tanıyor musun?" dedim, "Tanıyorum" dedi. "Hayır, tanımıyormuşsun, sen benim arkadaşım değilsin" dedim ve telefonu suratına kapattım. Bir daha da hiç görüşmedim. Nermin, benden dokuz yaş büyük olsa da genç bir insan. Kendisinden 20 yaş küçük olan birçok kadın hem fizik olarak, hem de ruhen ondan daha yaşlı. Ben şimdi kendimden 20 yaş küçük biriyle birlikte olsam, o daha mı makbul olacaktı? Nermin'e baktığım zaman, onu kendimden daha yaşlı biri olarak görmüyorum.

İnsanların sizi kıskanmasından korkmuyor musunuz?
Başkaları için yaşamıyorum ama kıskanıyorlar, dedikodu yapıyorlar ve bir sürü laf ediyorlar. Bizim halkımız biraz ürkek, riske girmeyi sevmez. Toplumun büyük çoğunluğu kendi yapmak isteyip de yapmaya cesaret edemediği şeyleri yapan insanları sevmez.

Nermin Hanım, geniş bir okuyucu kitlesi olan popüler bir isim. Siz ünlü, eşiniz ünlü... Çakıştığınız bir nokta yok mu?
Şu ana kadar olmadı, olmaz da. Bizim bu kadar bekleme sebeplerimizden biri de buydu. Bir taraftan da yaşayarak görebiliyorsunuz bunları.

Nermin Hanım, rahmetli eski eşi Pamir Bezmen'in soyadıyla marka oldu ve o soyadını kullanmaya devam ediyor. Bu size ne hissettiriyor?
Hiçbir şey çünkü biz tanışana kadar Bezmen olarak yaşamış. Kendi arzu etmediği sürece, 'Bundan sonra Savacı soyadını kullan' diyemem. Ben onun geçmişini mi inkar edeceğim; o da benimkini etmiyor.

ALKOL , HAYATIMI ETKİLEMEZ

Sizi kızdırır mıyım bilemiyorum ama soracağım; alkolü biraz fazla seviyormuşsunuz.
İçerim tabii ama hayatımı etkileyecek kadar değil. İçkiden dolayı hangi işime gitmemişim? Yemeklerde şarap içerim. Bu bana ilk defa sorulmuyor. Birilerinin kuyruğuna basıyorum ki, arkamdan konuşuyorlar.

Sinemaya başladığınız zamanlarda çapkınlık var mıydı?
Yoktu. Genelde karşı taraf bana adım attığı için öyle bir arayış olmadı. Kendi kendine oluyordu.

Şimdi moda olan dar ve kısa paçalı İtalyan kesim bluejean'leri ilk giyenlerdensiniz. Modaya düşkünlüğünüz var mı?
Benim gibi kız kardeşim ve eniştem de modanın içindeydi. İtalya'da yaşarken de ister istemez yoğuruldum. Enteresan bir ülke orası; her şeyin şıklığı önemlidir, yemeğin bile. İtalyanlar nasıldır derseniz; cebindeki son parayla iç çamaşırı alabilirler derim. Giyime o kadar önem verirler. Estetiği ön planda tutan bir ülkede yaşayınca, size de etki ediyor.

Klasik araç tutkunuz olduğunu duydum...
Evet, doğru. Ama bütün otomobillerimi sattım, şimdi sadece bir motosikletim var.

BİZİM EVDE KAĞIDIN İKİ YÜZÜ KULLANILMADAN ÇÖPE ATILMAZ

Nermin Hanım'ın Pamir Bey ile ilişkisini anlattığı 'Bizim Gizli Bahçemizden' kitabını okudunuz mu?
İlk tanıştığımız zamanlarda okudum ama oturup da geçmişini irdeleyen bir gözle bakmadım. Çünkü ben tanıştığımda, o yaşantısıyla karşıma çıkmıştı. Tabii bir sürü insan Nermin'e kızdı.

Neden?
'Madem eski eşine öyle yoğun duyguların vardı, başka birini bir yıl gibi kısa bir süre içinde nasıl böylesine sevebildin?' dediler. Bu konuda eleştiriler oldu. Bu bir duygu; insanlar 'İki sene sonra ben bunu yaşayacağım' diye programlanmaz ki.

Ablanız Sibel Savacı'nın restoranında mutfağa girermişsiniz. Evde yemekleri kim yapıyor?
Nermin çok güzel yemek yapıyor ama ben de mutfağa giriyorum. Yemek yapmak meditasyon gibi. Arkadaşlarım bazen "Bunu nasıl yaptın?" diye sorar, söylemem. "Ne zaman isterseniz gelin, yapayım" derim. Deniz ürünleri, makarnalarım ve et yemeklerim iyidir.

Ev ortamınız nasıl, lüks bir hayatınız mı var?
Lüks değil ama iyi bir yaşamımız var. Gösterişi ve şatafatı sevmiyoruz. Ucuz mal alacak kadar zengin değiliz. Evde kağıdın iki yüzü kullanılmadan çöpe atılmaz.

BİR ERKEĞE HÜLYALI HÜLYALI BAKAMAM

Yıllar önce Ferzan Özpetek'in 'Hamam' filmindeki eşcinsel rolünü reddetmişsiniz.
Evet, teklif edilmişti. Benim eşcinsellere bir tavrım yok, sadece orada o bakışları canlandıramayacağım için reddettim. Bir erkeğe hülyalı hülyalı bakmam gerekiyordu. Bunu yapamazdım çünkü öyle bir duygum yok. Tabii bu durum biraz saptırıldı. İtalya'da yaşadığım zaman bana asılan çok eşcinsel olmuştu ama tepki göstermezdim. İnsanların özel hayatı beni ilgilendirmez, herkesin kendi yaşantısı.

Tecavüzcü de değilsiniz ama ilk parladığınız 'Arzu' filminde Banu Alkan'a tecavüz eden bir genci canlandırdınız.
Ama o benim ilk filmimdi, belli bir bilince vardıktan sonra değildi. 'Hamam' filmi, o tecavüzcü rolümden tam 12 sene sonra gelmişti. Sean Penn'in oynadığı 'Milk' filmini izledikten sonra, çok doğru bir karar verdiğimi anladım.

Beğenilen bir erkek olmak nasıl bir duygu?
Eğer siz topluma hitap ediyorsanız ve bununla da bir beğeni alıyorsanız, bu çok güzel bir duygu. Ama bende her zaman bir utanma vardı, kulaklarım kızarırdı.