Bundan sonraki süreç için neler düşünüyorsunuz?
Şimdi yükselişe geçmek için bu ağı yırtma zamanıdır. Düşmanın tehditi geçmiş durumda... Artık bir ve birlik olma vaktidir. Şimdi bir inşa sürecine girdik; yükselişe geçme, kendi içerisinde, dışarıya bağımlı olmadan kendi kendini yöneten ve Ortadoğu'da ve Balkanlar'da, İslam coğrafyasının kaynaklarına ve insanlarına sahip çıkan bir süreç başlıyor. Artık kardeşi kardeşe kırdırmak isteyen sistemlerin ülkeyi iç çatışmalara sürükleyemeyeceği bir süreç olacaktır. Umarım ki kendi öz değerlerine sahip çıkan, insanların huzur ve refah içerisinde yaşayacağı bir Türkiye olacaktır. Ama burada sorumluluk hepimizindir. Gerçek benliğimizi hatırlamamız ve güçlü bir devlet olduğumuzu idrak etme ve buna yakışır davranma zamanıdır. Artık birbirimizi yermek, negatiften beslenerek birbirimize saldırmak, birbirlerimizi fikirlerimiz ya da ideolojilerimiz uğruna ötekileştirmektense, birbirimizi anlama ve sevme zamanıdır. Ayrıca bu dört yıllık süreçte bugünkü mevcut bir sürü siyasi aktörlerin yüzde 70'inin değişeceği ve yerlerine yenilerinin geleceği kanaatindeyim.
HERKES BENİM GİBİ BİR GÜN ASIL AŞAĞILANAN KARANLIKTAN ÇIKABİLİR
Maalesef, son yıllarda sosyal medyanın etkinleşmesi ve medya organlarının dış güçlerin hizmetinde yaptıkları bilinçli eylemlerle, tıpkı Gezi Parkı eylemlerinde olduğu gibi toplumun bir kısmı dış güçlerin tetikçileri elinde gezen silahlara dönüştü. İstikrar sağlanmış bir Türkiye'de, önlerine engel olan ilk isim Erdoğan ve AK Parti hükümeti olmuştu. Ancak burada acı olan, Türkiye'nin jeopolitik önemini ve dış güçlerin insanımız üzerindeki etkisini yanlış okuyanların tepkisiydi. Olabilir, insanlar yanlış davranabilir ama yine de bu toprağın insanıdır, kaybolsa bile karakterini bulur. Bunun en büyük örneği de benim. Ruhuma aykırı ne kadar yanlış varsa yaşamış biri olarak nasıl ki karanlıktan aydınlığa çıkabildiysem, bu ülkede yaşayan insanlar da bunu yapabilir.
ASIL AŞAĞILANAN KARANLIKTAN ÇIKABİLİR YÜZDE 50 AKILLI
Ben bugüne kadar konuşurken adaletsiz davranamazdım. Son 13 yılda ülkenin geldiği nokta belliydi. Yoksullar okutuldu, tarımda dünya sıralamasındaki yerimiz değişti, tarımın milli gelire olan katkısı 70 milyar arttı. Cumhuriyet'ten bu yana ilk defa on binlerce kilometre yol yapıldı. İthalat, ihracat olanakları geliştirilerek ülkenin ekonomisine katkı sağlandı. Amerika ve İsrail'den sonra, insansız hava aracını üreten üçüncü ülke olduk. Bakü-Ceyhan boru hattı ile birlikte, dünyanın en önemli enerji dağıtım merkezlerinden biri haline geldik. SSK ve Bağkur alanında yenilikler yapıldı... Bizler medyanın bize verdiği, aslında uyutmak ve oyalamak için hapları yuttuğumuz esnada, bazıları bu yapılanların görünmesini istemedi.
Aziz Nesin'in söylemini de işin içerisine katıp yüzde 60'lık bir cahil kesimden bahsediliyor. Açık söylemek gerekirse; AK Parti'ye oy veren yüzde 50'lik kesimden bahsediyorum. Aklıma takılan soru ise kendini üstün ve AK Parti'ye oy veren yüzde 50'yi cahil gören zihniyet, madem ki bu kadar zekiydi, niye yüzde 50'den oy alamadı? O yüzde 50'den oy alamadılarsa, bu da o yüzde 50'den daha cahil olduklarının ispatı. Onların cahil dediği Anadolu insanı; ilim, irfan, inanç ve feraseti ile tarihten bugüne değin ülkemizi girmiş olduğu çıkmazlardan hep çıkartmışlardır. Zaten bu şekilde yaklaştıkları için hiçbir şeyi doğru okuyamadılar ve her şeyi ellerine yüzlerine bulaştırdılar."
ARTIK MANKENLİĞİ VE MODELLİĞİ BIRAKTIM
Modellik yapmayacağınızı biliyoruz. Peki oyunculuğa devam edecek misiniz?
Evet bundan sonra mankenlik ya da modellik yapmayacağım ama çok özgün bir proje gelirse ve içinde şu anki Tuğçe'den de bir şeyler bulursam oyunculuk kariyerimi sürdürmek istiyorum.
1 KASIM'DA ŞEYTANİ PLAN BOZULDU
Hiçbir zaman tek parti iktidarı ve iktidarın da AK Parti olması gerektiği hususunda ikileme düşmedim. Türkiye'nin artık dışa karşı bağımsız hale gelmesi, iç politikalarını dışarıdan hiçbir etki ya da yaptırım altında kalmadan hayata geçirilmesi, kutuplaşmaların ve iç çatışma ortamının son bulması, savunma sanayi, ekonomi, ithalat, ihracatta ülkenin gücünün daha yukarılara taşınması noktasında çok sesli olmak, hiçbir zaman bize bir şey kazandırmadı. Kaldı ki artık bizden yardım bekleyen, batıl sistemler tarafından ezilen mazlumların da güçlü bir Türkiye'ye ihtiyaçları vardı. 7 Haziran seçimlerinde çıkmış olan koalisyonun amaçlarından biri de, bütün yukarıda belirtmiş olduğum maddeleri engelleyerek birçok alanda büyüyen Türkiye'yi sekteye uğratmaktı. Bütün bunların arkasında dış güçler olarak tabir edilen, tek parti iktidarını istemeyen güçler birleşerek kirli bir ittifak oluşturdu. Bu kirli ittifakın hedefi Sayın Recep Tayyip Erdoğan'ı tasfiye etmekti. Burada amaç, dıştan Türkiye'yi kendi çıkarları doğrultusunda yönetmekti. Bu yüzden 7 Haziran seçimlerinden sonra Amerika, Almanya, İngiltere ve İsrail başta olmak üzere dış basında sevinç gösterileri yapıldı.
7 Haziran ve 1 Kasım arasında toplum olarak zor bir dönemden geçtik. Ülkeyi tekrar koalisyona sürüklemek için, masum insanları katletme noktasına gidebilecek kadar ileri giden bir zihniyet ile karşı karşıya kaldık. Eğer bu şeytani zihniyet amaçlarına ulaşıp ülkeyi bir kez daha koalisyona sürükleseydi, tamamen kendi emelleri doğrultusunda zayıf bir Türkiye yapılandıracaklardı. Kanla sulanarak alınmış bu topraklar bir hiç uğruna bölünmüş olacaktı. Bunun da asıl nedeni, Türkiye'nin yer altı ve yer üstü kaynakları açısından çok zengin olmasıdır.