Bedük, 'Bir Dans Etsek' isimli albümüyle hayranlarının karşısına çıktı. Bundan sonra albüm yapmayacağını söyleyen ünlü sanatçı, artık single hazırlamayı planladığını söylüyor. Bedük, yeni albümü ve müzik sektörü ile ilgili sorularımızı cevapladı...
'Bir Dans Etsek' isimli albümünüz, diğer albümlerinizden farklı mı?
Albüm dokuz parçadan oluşuyor. Bugüne kadar hep kendi evimdeki stüdyoda albüm yapmıştım ama pijama-terlik kayıt yapmaktan sıkılmıştım. Bu sefer stüdyoyu evin dışına çıkardım. Albüm çalışması altı ay sürdü. Şimdiye kadar söz, müzik ve aranjman hep bana aitti. Bu albümde ilk defa başka arkadaşlarla birlikte çalıştım. Örneğin Efe Bahadır var, MFÖ'nün 'Sude' isimli parçasını okudum... Bu albümün her şarkısı dinleyiciyi dans ettirecek. Her albümde dans müziğinin farklı yerlerine gidiyorum; rock ve elektroniğe kaydığım zamanlar oldu. Bu albümdeki her parça farklı tarzları yansıtıyor.
Neden farklı tarzlar kullanıyorsunuz? Bu değişimin nedeni ruh haliniz mi?
Her şeyin biraz karışımı. Gündemi takip edersem arabesk yazarım. (Gülüyor) Dünyaya kayıtsız kalamıyor insan. Her şeyi takip ediyorum ama etkilenmemeye çalışıyorum. Ben hep pozitif bir yerde kendimi korumaya çalışıyorum. Dünyada kötü olaylar olsa da insanların sığınacağı pozitif limanlar olmalı. Ben de kendimi o limanların biri olarak görüyorum. Üzerimde bir sorumluluk varsa, o da insanları mutlu etme sorumluluğu. İnsanların pozitif duygulara ihtiyacı var.
YAPTIĞIM İŞİN DUAYENİYİM
Kulvarınızdan çıkıp değişik bir kulvarı denemek ister misiniz? Mesela; arabesk...
Herkes iyi yaptığı işi yapmalı bence. O işin adamı değilim, ben yaptığım işin duayeniyim. Normalde egolu bir adam değilim ama yaptığım işte iyiyimdir. Pek iyi bilmediğim işi yapmaya yeltenmem.
Klibinizi çektiniz değil mi?
Evet, onu da ben çektim. Amacıma uygun modern, evrensel görünümlü bir klip çektim. Yerel Türk öğelerini yerleştirdim klibe. Şarkıyı yaptığım anda klip aklıma geldi. Melodi, Ankara havasına çok yakındı; o yüzden Ankara'dan köçekler geldi. Ayrıca Silifke halk oyunları ekibi ve üç tane dansöz de klipte rol aldı. Güzel bir klip oldu. Evrensel görünen ama yerel bir klip oldu.
Artık albüm yapmayacağınızı duydum, doğru mu?
Şimdiye kadar hep albüm çıkardım. Albümün bir sanat eseri olduğuna inanıyorum. Sadece satmak için olmadığını düşünüyorum. Single hemen tüketilsin diye çıkarılıyor. Telefonunuzdaki bir parmak hareketine bakıyor tüketilmesi. Dinleyici şarkıyı beğenmezse bir parmak hareketi ile sizi öldürebiliyor. Bir albüm için bir yıl uğraşıyorsunuz. Altı stüdyo albümü yaptım; çok büyük emek. Ancak çok çabuk tüketiliyor. Artık albüm çıkartmam gibi geliyor. Bu son albümüm olabilir. Dörtbeş sene albüm çıkartmayabilirim. Onun yerine single çıkartacağım.
"Pozitif enerjiyle insanlara müzik yapıyorum" dediniz... Siz bu enerjiyi nereden alıyorsunuz?
Allah vergisi. Ben de düşüp kalkıyorum ama hayata hep pozitif bakmaya çalışıyorum. Dünya hiçbir zaman iyi olmayacak. Bu dünyaya gelme amacımız sınanmak. Sınanmak için de o yerin iyi bir yer olmaması gerekiyor. Burada ruhumuzu kirletip, arınıp, öbür tarafa gitmeye geliyoruz. O yüzden bu dünyadaki bütün kötülüklere alışıp ona göre hayat sürmemiz gerekir. Benim yaptığım kabullenme değil, sadece pozitif tarafından bakıp 'Kendime, ruhuma ne alabilirim?' sorusunun peşinde koşmak aslında. Ölümlü dünya işte. Bunu bilerek ama bir yandan da hiç ölmeyecekmiş gibi de çalışmak lazım. Bu ikisinin arasındaki dengeyi sağlamaya çalışıyorum.
YURT DIŞI TÜRK MÜZİK SEKTÖRÜ İÇİN UZAY GİBİ
Türk sanatçılarının yurt dışına açılamama sebepleri nelerdir sizce?
Birçok sebebi var. Müzik sektörü çok içine dönük; yurt dışını uzay gibi görüyor. Bir yandan da 'Avrupa duy sesimizi' çabası var ama kendini oraya gidemeyecek kadar küçük görüyor. Dünyada bir yıldız çıkartmanın birçok yolu var. Sektörün büyük olması gerekir. Dünyaya açılmak için Londra, New York'ta yaşamalısınız. Çünkü bu kentler, bütün dünya müzik sektörüne hakim merkezler. Bir de sanatçı, kendini yeterli görmüyor. Böyle olduğu için de 'Günü kurtarayım', 'Köşeyi döneyim' ve 'Burada hayatımı nasıl olsa kazanıyorum' diyor. Ben kendimi hiçbir zaman yurt dışında yaşayan adamdan farklı görmüyorum. O da insan, ben de insanım. Benim ismim Can, onun ismi John. Yaptığım müzikte sound kalitesi ile aynıdır.
SIKIŞTIĞIMIZDA GENÇLİĞİMİZE DÖNÜYORUZ
Önümüzdeki günler için başka projeleriniz var mı?
Var. Şu an üzerinde çalışıyorum. Biri 90'ların bir sanatçısının tribilute albümü olacak. Saygı albümünde yer alacağım.
Sizce son günlerde 90'lara bu dönüşün nedenleri nelerdir?
İnsanlar sıkıştığı zaman hemen çocukluğuna ya da gençliğine dönmek ister. 20 sene sonra '2000'ler' diyeceğiz.
