13 yaşından beri tiyatro sahnesine çıkan Ülker Osmanoğlu; 'Cinayeti Aşk' isimli filmle izleyiciyle buluşacak. 1987 doğumlu genç oyuncu, filmi anlattı...
'Cinayeti Aşk'ta 'Halime' karakterini canlandırıyorum. Yönetmenimiz Ahmet Küçükkayalı, heyecanıma yenilmemem için çok çaba gösterdi. 'Halime', bazı sahnelerde beni zorladı. Doğum sahnesi çok zordu. Karşımda Naşit Özcan gibi bir ustayla oynamak çok heyecan vericiydi.
Televizyonda birkaç bölümlük serüvenlerim oldu. Tabii televizyona ciddi anlamda geçiş yapmak niyetindeyim. Cengiz Abi (Bozkurt) ile de konuşuyoruz. Şu an bir film daha çekiyorum, ayrıca yoğun şekilde dublaj çalışmalarım var.
Sinemada en kötüyü, şapşalı oynayabilirsin ama bunu ekranda yapınca üstüne yapışabiliyor. Karşılaştığım yönetmenler, yüzümü masum buluyor ama bana kötüyü oynamayı yakıştırıyorlar. Melek yüzlü şeytan durumları yani... İyi ya da kötü fark etmez; karakter aklıma yatıyorsa oynarım.
Savaş pilotu olmak istiyordum. Bu, insanlara garip geliyor. Lisede, edebiyat öğretmenim Muammer Taşdelen sayesinde sanata ilgi duymaya başladım ve bunu meslek olarak seçtim. Bundan bir an bile pişman olmadım.
Resim yapıyorum, keman çalıyorum, dans ediyorum... Resme tutkuyla başlamam lazım. Annem gibi tutkumun esiriyim ben de. Birini çizmem için, o kişiye karşı hislerimin olması lazım. Sadece aşk değil; öfke de bir histir. Ben resimlerime imza atmam; şairlerimizin şiirlerinden küçük alıntılar yaparım.
Uzun yürüyüşlere çıkarım. Ailemden gelen harika genlere sahip olduğumu düşünüyorum ama formumu korumamı yürüyüşe borçluyum. Hem yürümek beni sakinleştiriyor da.
Fenerbahçe benim aşkım... Onun dışında hiç aşık olmadım. Bildiğim tek şey temponun hiç düşmemesi gerektiği. Bir de aşkın karanlık bir tarafı olmalı. Karanlığın çekiciliği var çünkü.