Oyuncu Selen Domaç, atv'de her perşembe izleyiciyi ekrana kilitleyen 'Yeter' dizisindeki performansıyla dikkat çekiyor. Dizide; Pelin Karahan'ın canlandırdığı 'Aylin'in fettan yengesi 'Filiz'i oynayan Domaç, GÜNAYDIN'a hakkında bilinmeyenleri anlattı...
Oyunculuğa 9 yaşında İstanbul Şehir Tiyatroları'ndaki Çocuk Eğitim Birimi'nde başladım. Tilbe Saran, rahmetli Neşe Erçetin Atakan ve Selçuk Borak gibi ustalardan ders aldım. 19 yaşıma kadar Şehir Tiyatroları'nda oyuncu olarak çalıştım. Aynı yıllarda 'Üzgünüm Leyla' dizisiyle televizyonla tanıştım.
2002 yılında Mimar Sinan Üniversitesi Devlet Konservatuvarı Oyunculuk Bölümü'ne girdim. Mezun olduktan sonra özel tiyatrolarda oyunculuk yaptım. Aynı zamanda oyunculuk, drama ve diksiyon dersleri verdim.
AŞKI BULAMAMIŞ BİR KADIN
'Yeter'de canlandırdığım 'Filiz'; detaylara girince bir sürü rengi olan bir karakter. Onun böyle biri olmasında bir sürü neden aradım. Senaryoyu ilk okuduğumda, 'Filiz' bana 'Yok artık, bu kadar da olmaz' dedirtecek kadar sert bir karakter gibi görünmüştü. En az 'Yekta' kadar kötüydü ama kimse sebepsiz yere kötü olmaz. Sonra 'Filiz'in kötü olmasının sebepleri bir bir ortaya çıkmaya başladı.
'Filiz'; hayatta en çok istediği şeyden mahrum kalmış bir kadın. Bir bebeği olmasını istemiş ama olmamış, güçlü bir aşk yaşamak istemiş ama olmamış. Hayat onun karşısına gerçekten kendisini bırakabileceği birini çıkarmamış. Kocasıyla mutsuz, yapayalnız bir kadın. Terzilik yapıp hayata tutunmaya çalışmış ama hep kısıtlı kalmış.
'Filiz' için dingin su diye bir şey yok. Çünkü o hedefine varıncaya kadar her türlü fırtınayla savaşmaya hazır. Gözükara olması, ne istediğini bilmesinden geliyor. Hedefe giden her yol mübah.
Açıkçası ilk başta 'Filiz'den ben de korktum! Fakat onu keşfettikçe, onu anlamaya başladım. Bir oyuncu olarak böyle roller oynamayı seviyorum.
PELİN'İ ÇOK SEVDİM
Bu rolle ilgili aldığım tepkiler de en az 'Filiz' kadar renkli. Bana çok kızan da var, boynuma sarılıp öpen de, benden korkan da... Ben de seyirci olsam 'Filiz'e sinirlenebilirdim. Fakat senaristler o kadar güzel fırsatlar veriyor ki; 'Filiz'in neyi, neden yaptığını seyirciye hissettirdikçe, seyirci onu sevimli bile bulmaya başladı! 'Tanıdığımız en tatlı kötüsünüz' demeleri, aldığım en güzel yorumdu.
Yurdaer'i (Okur) tiyatrodan, Yeşim Çapanoğlu'nu da okuldan tanıyordum. Pelin'le (Karahan) çalışmaya başlar başlamaz, onu çok sevdim. Tanıdığım en sıcak insanlardan biri. Sette çok gülüyoruz. Yönetmenimiz Cemal Şan'la set çok daha eğlenceli hale geliyor.